| Maalesef büyükannenizde ameliyat edilemez bir beyin tümörü var. | Open Subtitles | أنا آسفة, لكن جدتك لديها ورم دماغي غير قابل للعلاج |
| İşte klasik bir örnek: Rebecca'nın kafatasından dışarı doğru büyüyen iyi huylu bir kan damarı tümörü var, burnunu kapatmış, ve görme zorluğu yaşıyor. | TED | هذا مثال كلاسيكي : ربيكا لديها ورم أوعية دموية حميد والذي ينمو خارج جمجمتها، أتى على أنفها، وهي تواجهه صعوبات في الرؤية. |
| Evet, hasta, beyin tümörü var. | Open Subtitles | إنها مريضة, لديها ورم في الدماغ. |
| Tamam, al şunları, iyileşmezse, o zaman tümörü var demektir. | Open Subtitles | حسناً، ضعي هذه بالشقة إن لم يتحسن يكون ورماً |
| Tamam, al şunları, iyileşmezse, o zaman tümörü var demektir. | Open Subtitles | حسناً، ضعي هذه بالشقة إن لم يتحسن يكون ورماً |
| Kalbine baskı yapan perikardiyal bir tümörü var. | Open Subtitles | لديه ورم تاموري |
| Onda beyin tümörü var. | Open Subtitles | .قامو بفحصه لديه ورم في المخ |
| - Hanımefendi. - tümörü var. | Open Subtitles | ايتها الانسة هو لديه ورم - |
| Harold'da beyin tümörü var. | Open Subtitles | هارولد) لديه ورم في الدماغ) |