| Bir aydır tümörden haberi varmış, ama kimseye tek kelime söylememiş. | Open Subtitles | كان يعلم بشأن الورم طيلة شهر ولم يتفوه بكلمة واحدة لأحد |
| Ona tümörden bahsetme. Endişelenmesini istemiyorum. | Open Subtitles | أخبريها أن تأتي ، لكن لا تخبريها بشأن الورم لا أريدها أن تفزع و هي قادمه |
| Daha sonra cerrah, bir kılavuz teli kalbine itecek ve bu tel yardımıyla tümörden küçük bir parça koparacak ve bu sayede onu inceleyebileceğiz. | Open Subtitles | ثم يدخل جراح سلك استرشادي و يسير به إلى قلبك حيث يأخذ قطعة صغيرة من ذلك الورم كي ننظر إليه تحت المجهر |
| - Vater ampulasının yanındaki hassas bir tümörden kaynaklanıyor | Open Subtitles | ورم مـن الأمبولـة الكبديـة البنكريـاسيّـة |
| Bunca yıldır babasının ahlaksız bir ihtiyar olduğunu sandı şimdiyse tümörden kaynaklandığını kişiliğiyle alakası olmadığını biliyor ama çok geç ve-- | Open Subtitles | قضت كل هذه السنوات تظن أنه كان رجلا عجوزا قذرا، والآن تعلم أنه ورم |
| Daha sonra cerrah, bir kılavuz teli kalbine itecek ve bu tel yardımıyla tümörden küçük bir parça koparacak ve bu sayede onu inceleyebileceğiz. | Open Subtitles | ثم يدخل جراح سلك استرشادي و يسير به إلى قلبك حيث يأخذ قطعة صغيرة من ذلك الورم كي ننظر إليه تحت المجهر |
| İkimiz de tümörden kurtulmayı bekliyorduk ama ameliyatta her şey olabilir. | Open Subtitles | , كنا ننتظر إلى أن نتخلص من الورم لكن في الجراحة قد يحدث أيّ شئ |
| İyi haber şu ki kötü huylu tümörden herhangi bir iz yok. | Open Subtitles | الخبر المفرح هو أنّه ليس هنالك أيّ علامة لوجود الورم. |
| İncik kemiğini alıp bu şekilde ikiye ayırırsak tümörden kalan açıklığı kapatmak için kullanabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أخذ عظمة الشظية وتقسيمها إلى جزئين يمكننا استخدامها لوصل الفراغ الناتج عن استئصال الورم |
| İncik kemigini alip bu sekilde ikiye ayirirsak tümörden kalan açikligi kapatmak için kullanabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أخذ عظمة الشظية وتقسيمها إلى جزئين يمكننا استخدامها لوصل الفراغ الناتج عن استئصال الورم |
| Dr. Taglieri bacağındaki tümörden bir parça alacak. | Open Subtitles | سيقوم الدكتور Taglieri تأخذ قطعة من الورم من ساقك. |
| tümörden bahsetmeyi çok istiyorum. | Open Subtitles | ـ أريد التحدث عن الورم بشدة ـ صه |
| Bu tümörden endişeleniyordu. | TED | وكان قلقًا إزاء الورم. |
| Bu bir kabus ya da tümörden kaynaklanan bir halüsinasyon. | Open Subtitles | هذا حلم سيئ أو هلوسة من الورم |
| Evet ama tümörden dolayı değil. | Open Subtitles | نعم, ولكن ليس بسبب الورم. |
| Onun tümörden haberi yok. | Open Subtitles | هو لايدري عن هذا الورم |
| Yaşlı bir hastam çağırdı, tümörden kuşkulanmış. | Open Subtitles | مريضة عجوز قد طلبتني ظننت أن لديها ورم |
| Kötü huylu bir tümörden ölmeyeceğini keşfetmek birçok insanın ruhunu genellikle rahatlatır. | Open Subtitles | عادة اكتشاف انك لا تموت بسبب ورم حميد . يترك معظم الناس بروحيه عاليه . |
| Bu girintiler, ancak tümörden kaynaklanabilir. | Open Subtitles | هذا التجوف قد يكون بسبب ورم |
| Beni öldürmek için aptal bir tümörden fazlası gerekir. | Open Subtitles | لن يتمكن ورم سخيف من قتلي |
| tümörden iz yok. | Open Subtitles | لا دلالة على وجود ورم |