| Pekala. İstediğin tüm bilgileri aldım. | Open Subtitles | حسناً، لقد أحضرت لك كل المعلومات التي طلبتها مني. |
| Kurban hakkında toplayabildikleri tüm bilgileri aldıktan sonra seninle beraber buraya dönmesi iyi olur. | Open Subtitles | عندما يحصلون على كل المعلومات التي يجمعوها عن الضحية، أريده أن يعود هنا معكِ. |
| Sanırım bir karar verebilmek için gerekli tüm bilgileri edindim. | Open Subtitles | أعتقد أنّني حصلتُ على جميع المعلومات التي أحتاجها لاتخاذ قراري |
| Görüp duyduğum ve okuduğum şeylerle hafızama depoladığım tüm bilgileri birleştirdim. | Open Subtitles | دمجت كافة المعلومات برأسي وحفظت ما رأيته وسمعته وقرأته |
| Sunduğunuz tüm bilgileri gözden geçirdim. | Open Subtitles | ألقيتُ نظرة على كلّ المعلومات التي قدّمتها، بما في ذلك ملف الشركة التجاري، ومُعدّل النمو، |
| Dr. Jackson, Edison, Virgina ile ilgili bulabileceğin tüm bilgileri bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | دكتور (جاكسون)، أريد منك إيجاد كل معلومات ممكنة عن "(إديسون)" {\pos(192,210)} |
| CIA'deki adamıma tüm bilgileri sabah daha sonra aktardım. | Open Subtitles | صنعت نسخه الى مصدري للسي اي اي مع كل البيانات في وقت لاحق من صباح ذلك اليوم |
| Yok oldu ve bilgisayarındaki tüm bilgileri sildi. | Open Subtitles | . قام الدكتور بحذف جميع البيانات وغادر الجيش |
| Ve sonunda onu iş başına alınca tüm bilgileri kartlara yazardı ama hiçbirini hatırlamıyor | Open Subtitles | وعندما نعيدها للعمل تقوم بكتابة كل المعلومات في بطاقات الملاحظات ولكن لا تستطيع أن تتذكر أي منها |
| Bak, Natasha... bana bu operasyon ile ilgili tüm bilgileri ver. | Open Subtitles | انظري ناتاشا أعطني كل المعلومات التي لديك المتعلقة بهذه العملية |
| İhtiyacınız olan tüm bilgileri aldınız mı? | Open Subtitles | هل نلتم كلّ ما أردتم؟ كل المعلومات التي احتجموها؟ |
| Beyin temporal kortekste tüm bilgileri kaydeder ve tüm değişiklikleri yürütür. | TED | يقوم الدماغ بتسجيل جميع المعلومات والتحكم في كامل التغيير في سياق زمني. |
| Yani bana Filozof Taşı hakkında tüm bilgileri vermeni istiyorum. | Open Subtitles | لكنني اريدك ان تخبرني جميع المعلومات عن حجر الفلاسفه |
| Peki, 121 numaralı kutuyu açmamız gerekiyor ve onu kiralayan kişiye ait tüm bilgileri istiyoruz. | Open Subtitles | حسناً , نودّ فتح الصندوق 121 و نريد جميع المعلومات التي تملكينها عمّن قام باستئجارها |
| Ama tüm bilgileri paylaşacağız, anladınız mı? | Open Subtitles | لكن سنتشارك في كافة المعلومات, مفهوم |
| Müvekkilinin Emma Riggs'e ait polisin elde ettiği tüm bilgileri istediğini söyledi. - Ne için? | Open Subtitles | وقال أنّ هُناك مُوكّل أراد كافة المعلومات التي تملكها الشرطة على (إيما ريغز). |
| Bulduğu tüm bilgileri kullanamam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أتجاهل كلّ المعلومات التي تكتشفها. |
| Zaten Jacob'un tüm bilgileri bizde. Başka bir gün ona kimlik çıkartırız. | Open Subtitles | فنحن لدينا كل معلومات (جايكوب) مسبقاً |
| Henry Danny topladığı tüm bilgileri karşılaştırmamda yardım etti. | Open Subtitles | (هنرى) ساعدنى بجمع كل البيانات التى جمعها (دانى) |
| Birimim, tüm bilgileri buraya gönderiyor. | Open Subtitles | مكتبى سيقوم بارسال جميع البيانات الى هنا |
| Ve tüm bilgileri boynumun altındaki beyinde sakladığını söyledi! | Open Subtitles | و كان يخزن المعلومات في الأدمغة تحت الرقبة |
| Kurbanlarla ilgili tüm bilgileri karşılaştırdım ve Dennis Cutler ile Matthew Jarvis'in şirketlerini buluşturan, | Open Subtitles | لقد قمت بمقارنة كل معلومة عن الضحايا ووجدت موقعا يربط بين شركتي دينيس كاتلر |
| Hepsinden önemlisi bu, bir insanı inşa etmek ve devamlılığını sağlamak için gerekli tüm bilgileri içermektedir. | TED | فهو يحتوي على كل المعلومات الضرورية لبناء الإنسان والمحافظة عليه. |
| - tüm bilgileri almaya çalışıyorum. | Open Subtitles | - أَنا فَقَطْ أُحاولُ الحُصُول على كُلّ المعلومات. |