| Yahudi der ki; tüm istediği yalnız kalıp Torah'ı üzerinde çalışşın,... ..biraz iş yapsın,... ..seks delisi karısı ile s.kişsin, ama bu doğru değil. | Open Subtitles | يقول اليهودي : كل ما يريده دعه وحده قليلا لدراسة التوراة ليعمل قليلا من الاعمال |
| tüm istediği huzursa, bir implant, hoparlörden yüksek ses çıkması gibi olur. | Open Subtitles | ان كان كل ما يريده هو الهدوء فالزرع اشبه |
| Hayır biliyorum ama bu çocukla ilgili iyi hislerim var tüm istediği yeni bir başlangıç. | Open Subtitles | كلا ، أعرف هذا ، لكن لدي شعورٌ جيد حيالهذاالرجل... و كل ما يريده هو بدايةٌ جديده |
| tüm istediği seni etkilemekti, biliyorsun. | Open Subtitles | كل ما أرادته في حياتها هو إبهارك |
| Hunt'ın tüm istediği saldırılarımızı bize karşı kullanmak. | Open Subtitles | كل ما أراده (هانت), هو أن يمنعنا من وضع هذه الصواعق |
| Eğer tüm istediği çekirdeği aşırı ısındırmaksa, burada olmak zorunda değil, bu yüzden... | Open Subtitles | اذا كان كل ما يريده من ان يتسبب فى تعرض هذا المكان الى حرارة مفرطة .... لن يريد أن يتواجد هنا ، لذا |
| tüm istediği müzik de bu. | Open Subtitles | و هذا كل ما يريده من موسيقى |
| Hart'ın tüm istediği parası. | Open Subtitles | كل ما يريده هارت هو مستحقاته. |
| Ve onun da tüm istediği bu. | Open Subtitles | -وذلك كل ما يريده |
| tüm istediği bana zarar vermekti. | Open Subtitles | كل ما أرادته كان أن تؤذيني. |
| tüm istediği normal bir hayattı. | Open Subtitles | كل ما أراده هو حياة طبيعية |
| tüm istediği hediyesini sunmaktı. | Open Subtitles | كل ما أراده هو تقديم هدية |