| Tüm yaptığım seni örnek almak. | Open Subtitles | فلا يشغلنك ذلك أبى كل ما أفعله أفعله لإرضائك |
| Son baktığımda burası özgür bir ülkeydi. Benim Tüm yaptığım bu. | Open Subtitles | فهذه بلاد حرّة حسبما أعرف وهذا كل ما أفعله هنا |
| Tüm yaptığım, yarım milyar dolarlık uyuşturucu parasını aklamaktı. | Open Subtitles | كل ما فعلته اني غسلت نصف بليون دولار من اموال المخدرات |
| Tüm yaptığım bütün öğlen onun karavanında oturup kıyafet denemesini seyretmekti. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو قضاء النهار في مقطورتها، ومشاهدتها وهي تجرّب بعض الملابس. |
| - Tüm yapman gereken çeneni kapalı tutmaktı. - Tüm yaptığım gerçeği söylemekti. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو ابقاء فمك مغلقا كل مافعلته هو قول الحقيقة |
| Will, bütün bu zaman boyunca, bu yaz Tüm yaptığım, 22 kavanoz turşu kurmak ve çömleğe konserve sığır eti koymaktı. | Open Subtitles | حسنا، كل هذا الوقت هذا الصيف كل مافعلته هو عمل 22 برطمانا من المخللات واخزن اللحم في الفخار |
| Tüm yaptığım ev sahibine güvenlik kameralarındaki görüntüleri sormaktı. | Open Subtitles | كل ما فعلت هو طلب من مالك المنزل اللقطات على الكاميرا الأمنية |
| Şimdi Tüm yaptığım insanların sarhoş olmalarına sağlamak. | Open Subtitles | الآن، كل ما أفعله هو مساعدة الناس على أن يثملوا من الشراب. |
| Düşünüyorum. Tüm yaptığım gece gündüz düşünmek. | Open Subtitles | هذا هو كل ما أفعله أفكر ليلاً و نهاراً |
| ...Tüm yaptığım, balığı geçici olarak elektrikle öldürmek sonra da en derin saygılarımla, tek tek kepçeleyip içeri almak. | Open Subtitles | كل ما أفعله هو صعق السمكة بالكهرباء مؤقتاً... وبعد ذلك مع كامل احترامي أجذبهم وأفحصهم واحداً تلو الآخر |
| Tüm yaptığım bu, kadınlarla olmak. Bayılıyorum. | Open Subtitles | كل ما أفعله,هو اكل المهبل,احبه |
| Bu durumda bile Tüm yaptığım, kendimi düşünmekti. | Open Subtitles | كم مرة في اليوم كررت بحماقة كلمة " أنا " ؟ في الحقيقة .. ربما يكون كل ما أفعله |
| Anlamıyorsun. Tüm yaptığım çöp kutusundan çörek almaktı. Nasıl hırsızlık oluyormuş bu? | Open Subtitles | أنت لا تفهم, كل ما فعلته هو أني أخذت الدونات من الحاوية, كيف لهذا أن يكون سرقة؟ |
| Acısını hafifletmek istemiştim ama Tüm yaptığım, buna sebep olmaktı. | Open Subtitles | أردت أن أريحه من الألم لكن كل ما فعلته هو التسبب به |
| Acısını hafifletmek istemiştim ama Tüm yaptığım, buna sebep olmaktı. | Open Subtitles | أردت أن أريحه من الألم لكن كل ما فعلته هو التسبب به |
| Tüm yaptığım sorunu cevaplamakken, neden kızıyorsun? | Open Subtitles | هل تغضب بينما كل ما فعلته هو انى جاوبت على سؤالك ؟ |
| Tüm yaptığım geçmişe dönük olarak mezardan çıkarmanın onaylanmasıydı. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو الموافقة على عملية الإستخراج بعد أن تمت. |
| Tüm yaptığım yeterli işçileri olmadığı için kale tamirine yardım etmekti. | Open Subtitles | كل مافعلته هو مساعدة عمال القصر لإكمال النقص الحاصل |
| Ama Tüm yaptığım bir kızın kafasını karıştırmak ve masum bir aileyi birbirine katmak oldu. | Open Subtitles | لكن كل مافعلته هو معالجة الفتاة المشوشة وتوريطها مع العائلة البريئه |
| Bunu gizlemenin seni güvende tutacağımı umdum ama Tüm yaptığım seni savunmasız bırakmaktı. | Open Subtitles | ظننت بأن اخفاء السر عنك سيبقيك بأمان لكن كل مافعلته هو تركك من دون حماية |
| Bunu gizlemenin seni güvende tutacağını umdum ama Tüm yaptığım seni savunmasız bırakmaktı. | Open Subtitles | ظننت ان إبقاء هذا السر سيبقيكِ في امان لكن كل مافعلته هو ترككِ غير محمية |
| Tüm yaptığım Washington'ın en seçkin bekarını yakalamaktı. | Open Subtitles | " كل ما فعلت هو إيقاع أهم عازب في " واشنطون |