| Neredeyse başarıyordum. tüneldeki ışığı ve geri kalan her şeyi görmüştüm. | Open Subtitles | لقد كدت أن أصل، لقد رأيت الضوء في النفق وكل شيء. |
| Senin burada bildiğini, tüneldeki ikizin de biliyor. | Open Subtitles | كل ما تعرفه هنا فإن ذاتك الأخرى التي في النفق تعلمه |
| Ayrıca tüneldeki bütün polisleri geri çekeceksin. | Open Subtitles | وأيضا ستزيلون جميع موظفوا الشرطة من النفق |
| Hanımefendi arabanıza dönün. tüneldeki trafiği açmalıyım. | Open Subtitles | عودي إلى سيارتك يجب أن أسهل المرور من هذا النفق |
| En iyi olasılıkla, tüneldeki vampir sürüsünü gördüğümüzde burası hakkında yanılmıyorduk. | Open Subtitles | أفضل تقدير، هو أننا كُنا مُحقين بشأن هذا المكان الذي رأينا به حشد من مصاصي الدماء بالنفق |
| Suikast ve tüneldeki bombalama arasında bir bağlantı olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | إني أؤمن أن هنالك صلةً بين الاغتيال وقنبلة النفق |
| Çocuklardan arta kalanları düşünürsek tüneldeki mantar kolonisinin buradakinden çok daha büyük olacağını söyleyebiliriz. | Open Subtitles | وفقاً لبقايا الصبيَّين، فمستعمرة الفطر في النفق قد تكون أكبر بكثير من هذه. |
| Doğru anladıysam tüneldeki mantarlar ne hissediyorsa çocuk da onu hissediyor. | Open Subtitles | فالفتى يشعر بما يشعر به هذا الشيء في النفق. بالضبط. |
| Şimdi, tüneldeki bağlantıları tekrar yapmaya hazır bir aşamaya gelmiş durumdalar. | Open Subtitles | حاليا انهم في طريقهم للوصول إلى الحالة حيث انهم على استعداد لبدء إعادة عمل الوصلات في النفق |
| tüneldeki saldırıyla ne ilgisi olduğunu çözemedim. | Open Subtitles | لا أرى كيف يكون هذا مرتبطاً بالهجوم الذي حدث في النفق |
| tüneldeki alarmın kablosunu keseriz. | Open Subtitles | علينا أن نقوم بقطع سلك الأنذار من النفق. |
| Çizimdeki yedi geometrik şekil tüneldeki ametist taşları olabilir. | Open Subtitles | هذه الأشكال السبعة للأحجار، ربما تكون للأحجار الموجودة فى النفق |
| tüneldeki kemerin izini sürerek, sonunda kendisine ulaşacağımızı anlamış olmalı. | Open Subtitles | عادت من جديد في الأخبار، لذا حتمًا أنّه عرف أنّنا في نهاية المطاف سنتمكّن من تتبّع الحزام من النفق إلى آثاره. |
| tüneldeki şu zavallı çocuğu düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أفكر بشأن ذلك الفتى المسكين هناك في النفق. |
| Ben de tüneldeki birlikleri geri çekeceğim. | Open Subtitles | وأنا سأبدأ بسحب وحداتنا من النفق |
| 3. tüneldeki en garip şeyin ne olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف اي قسم من النفق اكثر امتاعا |
| tüneldeki toprak çatıdan çıkacak. | Open Subtitles | القذارة من النفق تذهب على السطح. |
| tüneldeki geceyle ilgili parçalar. | Open Subtitles | كل ما بها تلك الأغاني بيوم النفق. |
| tüneldeki arkadaşlarınız size yardım edemez. | Open Subtitles | أصدقائك في النفق لا يمكن أن تساعدك. |
| tüneldeki her şeyi sen mi yaptın? | Open Subtitles | هل حفرت كل هذه الأشياء في النفق ؟ |
| Bugün tüneldeki son kişi sendin. | Open Subtitles | كنت أخر واحدة بالنفق اليوم |