| Çöp yakma tünelinden maden arabalarına, oradan da tünellerle buhar makinesinin altındaki santrale geçtin... | Open Subtitles | وفي عربة المنجم, وعبر الأنفاق حتى معمل الطاقة وتحت المحرك البخاري وكان ذلك ممتازا بالمناسبة |
| Temelde, nehre tünellerle bağlı bir odada inşa edilmiş büyük bir sütun. | Open Subtitles | بُنيت في حجرة يتصل بها الأنفاق حتى النهر |
| Paris'in derinliklerinde yer alan eski taş ocaklarından oluşan bir ağ yüzlerce kilometrelik tünellerle birbirlerine bağlanmıştır. | Open Subtitles | تقع تحت باريس شبكة قديمة من المحاجر تتصل بمئات الكيلومترات من الأنفاق المتصلة |
| Bölge temel olarak tünellerle çevrilmiş bir sığınak. | Open Subtitles | حسناً ، إستمعوا المجمع عبارة عن مخبأٍ محاطٍ بالأنفاق |
| Bu tepelik iç tünellerle arı kovanı gibi örülmüş. | Open Subtitles | هذا الجزء من التلة ممتلئ بالأنفاق المتشابكة |
| tünellerle dışarı çıkabiliriz, ama bu gece gitmemiz şart. | Open Subtitles | يمكننا الخروج عن طريق الأنفاق ولكن علينا المغادرة الليلة |
| Bu tünel, diğer bütün tünellerle birleşir. | Open Subtitles | هذة الأنفاق كلها تتقاطع مع أنفاق الصرف |
| Uyuşturucu ve silahlar tünellerle kolayca taşınabilirler. | Open Subtitles | يمكن للمخدرات والأسلحة أن تُنقل ...بسهولة عبر الأنفاق |
| Afedersin, sadece bu tünellerle ilgili tuhaf bir şey var. | Open Subtitles | -المعذرة . إنَّما.. ثمة أمر مريب بشأن هذه الأنفاق. |
| Kenny bütün binalar tünellerle birbirine bağlı demişti. | Open Subtitles | (كيني) قال بأن الأنفاق تربط كل المباني ببعضها |
| Tüm Colonia tünellerle birbirine bağlı. Acayip bir şey. | Open Subtitles | الأنفاق تصل (كولونيا) بأكملها وهذا شيء لا يعقل |
| Belki onun burada olup bitenlerle bir ilgisi vardır, tünellerle, Sin Rostro'yla ya da her ne oluyorsa. | Open Subtitles | ربما كان متورطاً فيما يجري هنا فيما يتعلق بالأنفاق أو (سين روسترو) أو أياً كان، أعني الفندق فندقه |
| tünellerle bağlantılı. | Open Subtitles | مُتصليين بالأنفاق |