Çünkü 15 yıldır bir tüpten pasta yiyiyorum. | Open Subtitles | انا افعل هذا لاننئ كنت اكل المعجنات من انبوبة خلال 15 عام |
- Kyle'ın bir yatakta, boğazından aşağı inen bir solunum cihazıyla yatıp, bir tüpten yerken diğeriyle idrarını yaptığından bahsediyorum. | Open Subtitles | (كايل)، يرقد على السرير يتم إطعامه عن طريق انبوبة و أخرى من أجل قضاء حاجته و هو على هذا الحال منذ أن أختفيت في تلك الليلة |
Bakalım biraz, eğer temiz bir şırınga bulabilirsek, direkt tüpten çekebiliriz. | Open Subtitles | دعنا نرى إن كانت هناك إبرة نظيفة ثم سنسحب من الأنبوب |
Bu sırada, diğer önemli organlar merkez tüpten ayrılır ve esas pozisyonlarına doğru büyürler. | TED | في الوقت نفسه، تخرج الأجهزة الرئيسية الأخرى من الأنبوب المركزي وتنمو نحو مواقعها النهائية. |
Bundan sonra eğitilmiş sineklere şokla eşleştirilmiş koku olan tüple başka bir kokulu tüp arasında seçim yapma şansı verirseniz şokla eşleştirilmiş mavi kokulu tüpten uzak duracaktır. | TED | ثم أعطيت هذه الذبابات المدربة الفرصة للإختيار بين أنبوب الرائحة المترافق مع صدمة وأنبوب آخر ستجده يتجنب الأنبوب الذي يحوي رائحة مترافقة مع صدمة |
Baskılara devam edin. tüpten vakum yapın. | Open Subtitles | الأنبوب عبر والإمتصاص الضغط واصلوا |
Henüz konuşamıyor, tüpten dolayı. | Open Subtitles | لا يمكنه التحدث بعد بسبب الأنبوب |
Yang, endotrakeal tüpten kan geliyor. | Open Subtitles | (يانغ), (يانغ), هناك دم يخرج من الأنبوب الرغامي. |
(Gülüşmeler) Diş macunu tüpten taştı. | TED | (ضحك) خرج معجون الأسنان من الأنبوب. |