| Burada tıkılıp kaldık gibi, hı? | Open Subtitles | يبدو كأننا عالقون هنا حقاً, أليس كذلك؟ |
| Tamam, yani bu kadar. Buradayız, tıkılıp kaldık. | Open Subtitles | اذا هذا هو الامر نحن هنا ونحن عالقون |
| Harika! Daha Kanada'nın yarısını bile aşmadık ve tıkılıp kaldık. | Open Subtitles | عظيم,نحن لسنا في نصف الطريق عبر(كندا), ونحن عالقون |
| Dünyanın en büyük kanıtını bulacağız diye herkes gerçek olay için dışarıda çalışırken biz burada tıkılıp kaldık. | Open Subtitles | نحن عالقين هنا كأننّا نجمع أدلة العالم بأسره. بينما كلّ واحد خارج بقضية فعليّة. |
| Doktor EastEnders topraklarında biz de geçmişte tıkılıp kaldık. | Open Subtitles | تعلمين، الدكتور هنالك في أرض إيستاندرز و نحن عالقين هنا في الماضي إيستاندرز : مسلسل بريطاني شهير |
| Bu aptal hava yüzünden bir haftadır içeride tıkılıp kaldık. | Open Subtitles | نحن عالقين هنا منذ أسبوع على التوالي بسبب هذا الطقس مجنون |
| Battık, Terry. Buraya tıkılıp kaldık. | Open Subtitles | بلى، نحن محتجزون هنا |
| Lojistik berbattı. Orada salak gibi tıkılıp kaldık. | Open Subtitles | لقد أفسدوا أمر نقل الجنود وظللنا عالقين هناك كالحمقى |
| Şimdi ise Audrey kayıp ve saçma bir yerde tıkılıp kaldık! | Open Subtitles | و الان (أودري) مفقوده و نحن عالقين في منتصف طريق بري |
| 6 gündür o şeyle burada tıkılıp kaldık. | Open Subtitles | نحن عالقين مع هذا الشيء ... لستة أيام |
| İçeriye tıkılıp kaldık. | Open Subtitles | نحن محتجزون بالداخل. |