| Ne zaman buraya gelsem, tren tıklım tıklım oluyor. | Open Subtitles | كل مرة اتي بها الى هنا القطارات تكون ممتلئه جدا |
| Ne zaman buraya gelsem, tren tıklım tıklım oluyor. | Open Subtitles | كل مرة اتي بها الى هنا القطارات تكون ممتلئه جدا |
| Üstelik gelen otobüs tıklım tıklım olabilir ve bir sonrakini beklemek zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | يحتمل أن تكون الحافلة مكتظة و سيكون عليكِ الانتظار لحافلة أخرى |
| Yıldız, çekirdeği tıklım tıklım dolup da geriye itene kadar kendi içine doğru çökmeye devam edecektir. | Open Subtitles | سيستمر النجم بالسقوط على نفسه حتى تصبح نواته مكتظة جداً وتدفع الى الخارج |
| Dünyanın en güzel palyaçolarıyla tıklım tıklım dolu bir palyaço arabası gibiydi. | Open Subtitles | لقد كانت كسيارة مهرج مزدحمة بأجمل مهرجي العالم |
| Cuda hastalanıp eve gitti. Bar tıklım tıklım. | Open Subtitles | . كودا ذهب للمنزل مريض . و الحانة مزدحمة |
| Cenaze törenim tıklım tıklım olacak! | Open Subtitles | جنازتى ستكون ممتلئه - "اتعرف شيئاً يا "بن - |
| Bar tıklım tıklım doluydu. | Open Subtitles | الحانة كانت مكتظة |
| Test merkezleri tıklım tıklım doldu. | Open Subtitles | مراكز الفحص مزدحمة اكثر من 200 الف سيدة شاركت |
| Barım tıklım tıklım, buraya gelmekle zarar ederim. | Open Subtitles | حانتي مزدحمة ! إني اخسر مالاً بالمجيء إلي هنا |
| Arkamda, Pennsylvania Bulvarı'nın kaldırımları izleyicilerle tıklım tıklım dolu ve hepsi de konvoyun geçişini bir an için de olsa görebilmeye çalışıyor. | Open Subtitles | خلفي، الأرصفة على طول (بينسلفانيا) مزدحمة بالجماهير لألقاء نظرة على الموكب |