| Ormanda canını neden bağışladım sanıyorsun? taşıdığın o kılıç bu toprağın demirinden yapılmıştır. | Open Subtitles | ذلك السيف الذى تحمله صَنع بأيدينا من هذه الأرض،شكل من نيران بريطانيا |
| İçinde taşıdığın larva Goa'uld senin efendin, şu an bile. | Open Subtitles | الجواؤلد الدودي الذي تحمله سيدك حتّى الآن |
| Böylece taşıdığın şifre geçici olarak yayınlanıp ana programa yeniden girecek. | Open Subtitles | ان يعود الى المصدر، مما يسمح بنشر مؤقت للشفرة التي تحملها ومن ثم يتم اعادة ادخالها الى البرنامج مرة أخرى |
| ÖIümsüz olduğunda içinde taşıdığın onca şey suçluluk, öfke, çıIdırtıcı acı... | Open Subtitles | عندما تكون خالداً ,كل تلك التفاهات التي تحملها بداخلك الذنب ,الغضب , ألام التي تصنع الجنون |
| taşıdığın hastalıkla ilgili bana söylemek istediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي شيء تستطيعين إخباري أياة عن المرض الذي تحملينه |
| 1985'te Delta Hava Yolları'nda bir hostesken pilot için uyuşturucu taşıdığın için işten atıldın. | Open Subtitles | ..في عام 1985 بينما تعملين كمضيفة لشركة دلتا تم الأمساك بك وأنت تحملين مخدرات للطيار؟ |
| Dr. Fraiser, onların, bizim taşıdığın bir tür hastalığa yakalanmış olabileceğimizi düşünüyor. | Open Subtitles | دكتور فريجر تعتقد أنه ربما أصيبوا ببعض الأمراض التي تحملينها |
| O kutuları taşıdığın için sıcaklamış olmalısın. - Terledin mi? | Open Subtitles | لابد إنكِ تشعرين بالحر الشديد لحملك لكُل هذه الصناديق ، أليس كذَّلك؟ |
| Hey şampiyon! O taşıdığın silahın ruhsatı var mı? | Open Subtitles | أنت يا رجل، هل لديك رخصة لذلك السلاح الذي تحمله |
| taşıdığın kılıç bu toprakların demirinden yapıldı, Britanya ateşlerinde dövüldü. | Open Subtitles | ذلك السيف الذى تحمله صَنع بأيدينا من هذه الأرض،شكل من نيران بريطانيا |
| 20 yıldır vicdanında taşıdığın yükü biliyorum. | Open Subtitles | أعرف ما الذي كنت تحمله فوق كاهلك طوال الـ 20 سنة. |
| Bu yaklaşık 35 yıldır yanında taşıdığın para, değil mi? | Open Subtitles | اليس هذا القرش ؟ كنت تحمله هذا لـ 35 سنة ؟ |
| Şu ensende taşıdığın koca alet yüzünden belinin kırılmamış olması mucize. | Open Subtitles | من الغريب أن ظهرك غير مكسور وفقاً لحجم السفينة التي تحملها معاك |
| ... şimdikaynağageridönmek. Böylece taşıdığın şifre geçici olarak yayınlanıp... | Open Subtitles | ان يعود الى المصدر، مما يسمح بنشر مؤقت للشفرة التي تحملها |
| taşıdığın günahlar herneyse bununla mukayese edilemez. | Open Subtitles | مهما كانت الخطايا التى تحملها لا توجد خطيئة مثل تلك |
| Yanında sürekli taşıdığın neler var? | Open Subtitles | ماهي الممتلكات الشخصية التي تحملها معك طوال الوقت؟ |
| Kim olduğunu ve taşıdığın o asil ismi sakın unutma. | Open Subtitles | لا تنسي قط من أنتِ، ولا الاسم العظيم الذي تحملينه. |
| Doğru, yalnızca yüreğinde taşıdığın iyiliktir. | Open Subtitles | ليس لديك سوى الحق تحملينه في قلبك |
| taşıdığın sır ne iyi ne de kötü, | Open Subtitles | السر الذي تحملينه ليس جيدا ولاسيئا |
| taşıdığın çantadan ya da içindeki paradan daha değerlisin. | Open Subtitles | انت اكبر من الحقيبة التي تحملين او المال الذي فيها |
| taşıdığın yeni can için dinlen. | Open Subtitles | إستريحي من أجل الروح الجديدة التي تحملينها. |
| Son birkaç katta beni taşıdığın için sağol. | Open Subtitles | شكراً لحملك لي في هذه الرحلة الأخيرة |
| Peki ya bir ay boyunca taşıdığın o bıçak neydi? | Open Subtitles | وماذا عن السكين الذى كنتِ .... تحمليه لمدة شهر كامل |
| silahları taşıdığın kişi için dün taksinde bulunan. | Open Subtitles | الذي كنت تنقل اسلحته في التاكسي في الامس |
| Göklerde taşıdığın tacın. | Open Subtitles | التاج الذي حملتيه طويلا |