| Dizüstümü her zaman yanımda taşırım; ama öyle bir dosyam yok. | Open Subtitles | أحمل حاسبي معي دائمًا أثناء العمل، لكني لا أملك هكذا ملفات |
| Her ihtimale karşı, yanımda iyi bir kadın kremi taşırım. | Open Subtitles | فقط في بعض الحالات أنا دائماً أحمل كريم للإناث |
| "Bu şiiri, ürkek ve görünmez, her zaman yanımda taşırım. | Open Subtitles | هذه القصيدة ، تدلى خجولة والغيب ، ان احمل دائما. |
| Ben taşırım. Lanet malı alalım ve buradan gidelim. | Open Subtitles | أنا سأحملها خذ المخدرات ولنخرج من هنا |
| Tacım ilginizi çekebilir. Hep yanımda taşırım. | Open Subtitles | ربما تحبين طوق الرأس خاصتي دائما أحمله معي |
| Sadece diş fırçam var, kendim taşırım. | Open Subtitles | أنا عندي فقط فرشاة أسنان لكي أحملها و أعتقد أنني أستطيع أن أتدبر أمري |
| Karşımıza çıkacak olanları sen öldüreceksen ben herşeyi taşırım. | Open Subtitles | سأحمل كل شيء إذا كنت ستقتلى أيا كان من سنقابله |
| Herzaman olduğu gibi, seni taşırım, tekmeler ve çığlık, ve sonunda, bana teşekkür edeceksin. | Open Subtitles | كالعادة وأنا أحملك وأنت تركل وتصرخ وفي النهاية ستشكرني |
| Bazen bu gördüğün küçük canımın içi silahı taşırım yanımda. | Open Subtitles | ولكن بعض الأحيان أحمل هذا المسدس الصغير معي |
| Ben seyahatlerde silahımı hep yanımda taşırım. | Open Subtitles | يعلم الجميع أنه كان هناك كنت أقول فقط ليلة آخرى وأنا دائما أحمل مسدسي في رحلاتي للخارج |
| Ben de sadıcın olurum. Senin için yüzük, onun için ilaç taşırım. | Open Subtitles | يمكنني أن اكون الأشبين أحمل الخاتم لك والدواء لها |
| Bu nedenle hep mayomu yanımda taşırım. | Open Subtitles | لهذا السبب، أنا دائماً أحمل ملابس السباحة خاصّتي |
| İşte bu yüzden her zaman cila bezi taşırım yanımda. | Open Subtitles | هذا هو بالتحديد السبب الذي يجعلني دائماً احمل منشفتي الجلد |
| Bavul taşırım, kahve pişiririm... ampul değiştiririm. | Open Subtitles | احمل الامتعة , اصنع القهوة. اغير الفواصم |
| Gerekirse onu sırtımda taşırım. | Open Subtitles | سأحملها طول الطريق إلى الحرية لو أجبرت |
| - Neyse... - Yapma. Ben taşırım. | Open Subtitles | ـ حسنا ـ لا,سأحملها أنا |
| Daima yanımda taşırım. Burada bir yerde olmalı. | Open Subtitles | أحمله دائما معي انه يجب أن يكون هنا في مكان ما |
| Gerekirse onu özgürlük yolu boyunca taşırım. | Open Subtitles | سوف أحملها طول الطريق للحرية إن لزم الأمر |
| On dakika daha uyumama izin verirsen çantanı tüm gün ben taşırım. | Open Subtitles | حسناً، سأحمل عنك حقيبتك لو تركتني 10 دقائق إضافية. |
| Ya yürürsün ya da omuzlarımda taşırım seni. | Open Subtitles | إما أنت تمشي أو أنا أحملك على كتفي. |
| Hayır, teşekkürler, ben taşırım. | Open Subtitles | لا , شكراً , أنا سأحملهم |
| Seni yukarı taşırım. - Hayır, hayır, hayır. - Seni yukarıya taşırım. | Open Subtitles | سأحملك للأعلى لا، لا، بوسعي حملك |
| Tabii ki! Seni bu dev kanguru kesesiyle taşırım. | Open Subtitles | طبعا ، سأحملك بهذه الحمالة العملاقة |
| Ben seni kahveye taşırım, tamam mı? | Open Subtitles | سأحملكِ حتى مكان حصولنا على القهوة |
| Koşamazsa onu sırtımda ben taşırım! | Open Subtitles | ما زال جسده إذا لم يستطع الجري سأحمله وأجري بدلاً منه |
| Tamam ben seni taşırım. Haydi, şöyle işte. | Open Subtitles | ولكن لا يمكنك اللحاق بي، دعيني احملك |
| * Kalbimde böyle ağır bir * yükü taşırım | Open Subtitles | #في قلبي، أَحْملُ مثل هذا الحملِ الثقيلِ# |
| Çünkü seni... bir kaplumbağa gibi kaldırıp... kampın öbür ucuna kadar taşırım. | Open Subtitles | وأحملك أمام البلدة كلها كسلحفاة لعينة بأرجل متدلية |