| Çuvalları buğdayların un yapıldığı öğütücüye, oradan da onların yeniden buğdaya dönüştürüldüğü un bölümüne taşırlardı. | Open Subtitles | لقد حملوا الأكياس إلى الطاحونة حيث يتخبص الطحين في الأرضية ومن هناك إلى غرفة الطحين التي ترجعه مرة أخرى إلى حبوب |
| Uyuyan kralı dev camdan bir tabutta taşırlardı ve o uyurken kurt kadın korkunç hırsı ile İngiltere'yi birbirine katardı! | Open Subtitles | لقد حملوا الملك النائم في نعش زجاجي كبير وبينما هو نائم قامت الذئبة بتمزيق "إنجلترا" بطموحها الرهيب! |
| Kazanılan bir zaferde içlerinden birini taşırlardı. | Open Subtitles | في النصر حملوا واحداً منهم |