| İşte burada, Kuantum Geçidi'nin ta kendisi, gösterinin yıldızı. | Open Subtitles | وها هي, البوابة الكمية بنفسها نجمة العرض |
| ta kendisi tatlım. Ama artık bir şeye benzemiyor. | Open Subtitles | بلحمه ودمه يا عزيزتي لكن رؤيته لا تسر |
| Size en iyinin de iyisini tanıştırayım. Kara Şövalye'nin ta kendisi. | Open Subtitles | إسمحْوا لي بتَقديم أفضل الفرسان، الفارس الأسود بعينه |
| ta kendisi. Sanırım bunu kutlamalıyız. | Open Subtitles | بشحمه ولحمه , لذا فقد فكرت بأن نقيم حفلة صغيرة |
| hangisi aydınlatıcı yol yada ölümcül yol hayatın,ta kendisi. | Open Subtitles | تنير الطريق المؤدّي إلى الموت والذي، يُعتبر بحد ذاته, حياة. |
| ta kendisi efendimiz, her zamanki kulumuz. Hayır dostum. | Open Subtitles | بل هو نفسه وخادمك الخاضع للابد |
| Bizim masum sarışın da uygarlığın ta kendisi olacak. | Open Subtitles | وعذراء الغرب ذات الشعر المضيئ تمثّل لاشيء غير الحضارة بعينها |
| ta kendisi. | Open Subtitles | بالتأكيد إنه هو. |
| Bence şeytanın ta kendisi o | Open Subtitles | وأنا اعتقد بأنه هو بنفسه الشيطان |
| Lanet olsun, bu asistan falan değil. Bölge savcısının ta kendisi. | Open Subtitles | اللعنة ، إنه ليس مساعد، إنها المدعية العام بنفسها. |
| ta kendisi! "Ölü ya da diri" demişti galiba. | Open Subtitles | حسنا حسنا حسنا الآنسة بنفسها ميتة او حية أعتقد انه قال |
| - Vay canına Afroditin ta kendisi . | Open Subtitles | بليمي، حتي لو هي ليس أفرودايت بنفسها. |
| Sonra görüşürüz. Brian'ın ta kendisi. Nasılsın, evlat? | Open Subtitles | " براين " بلحمه ودمه كيف حالك ؟ |
| Harika Çocuğun ta kendisi. | Open Subtitles | الفتى المعجزة بلحمه ودمه |
| - Senatör Osborne! - ta kendisi! | Open Subtitles | (سيناتور (أوزبورن - بلحمه ودمه - |
| O adam şeytanın ta kendisi. | Open Subtitles | نظراً لما يحدث هذه الأيام. ذلك الرجل هو الشيطان بعينه. |
| Gerçekten ben Şeytan olabilirim ama deden şeytanın ta kendisi. | Open Subtitles | أعني قد أكون الشيطان لكن جدكِ هو الشيطان بعينه |
| Ülkenin yarısında terör estiren o canavarları yaratan asıl canavarın kızımın ta kendisi olduğunu iddia eden o malum kitap çıktığından beri. | Open Subtitles | عندما حان الوقت لكي يصدُر الكتاب مُدعية ان ابنتي هي الوحش بعينه الذي خَلق الوحوش |
| Aquaman'in ta kendisi. Nasılsın? | Open Subtitles | رجل الماء بشحمه ولحمه كيف حالك؟ |
| - Bir-Damla-Sperm endüstrisi mi? - ta kendisi. | Open Subtitles | أنت من مؤسسة المني بشحمه ولحمه |
| Bu kara parçasındaki en büyük ipucu kara parçasının ta kendisi. | Open Subtitles | لكن الدليل الأكبر في المنظر الطبيعيّ هو المنظر بحد ذاته. |
| Sanırım ta kendisi. | Open Subtitles | إعتقدت بأنه كان هو نفسه |
| Ebediyetin ta kendisi. | Open Subtitles | إنها الأبدية بعينها. |
| Sonuçta zencinin ta kendisi! | Open Subtitles | إنه هو بنفسه |
| Evet, ta kendisi, Yüksek Mahkemenin süper avukatı. | Open Subtitles | نعم، هو بذاته محامي المحكمة العليا الخارق |