| Erken bitirirseniz, tahtadaki soruyu çözmeye başlayın. | Open Subtitles | من ينتهي مبكرا، فليعمل على تلك التمارين التي على السبورة. |
| İkinci sınıf, tahtadaki sayılara bakın. | Open Subtitles | طلاب الصف الثاني أنظروا للأرقام على السبورة |
| Peki, neden tahtadaki tırnak sesi çok korkunçtur? | Open Subtitles | الآن، لماذا صوت الأظافر على السبورة يبدو فظيعاً هكذا؟ |
| tahtadaki mesajı gördüm. Seçmelere gittim. Rolü kaptım! | Open Subtitles | لقد رأيت اللوح وذهبت إلى تجربة الأداء وحصلت على الدور |
| Tamam, bahşişi alır almaz bana verin, ben de tahtadaki sıralamaya ekleyeyim, olur mu? | Open Subtitles | البطل يحب الخدمة الرائعة, صح? حسنا, أعطوني البقشيش حالما تستلمونه وسوف أضعكم على اللوح, موافقون? |
| Biri çıkardı ve tahtadaki sayıyı yazdı. | TED | أخذ الرقم واحد وكتب هذا العدد على اللوحة. |
| tahtadaki yazıyı gördüğümde birinin çözümü bulduğunu anladım. | Open Subtitles | عندما رأيت الكتابة على اللوحة عرفت أن شخص ما وجد المفتاح |
| - Eğer onları görebiliyorsan-- - Sadece tahtadaki gözden. | Open Subtitles | وإن كان بمقدورك ِرؤيتهم ـ فقط من خلال القطعة المعدنيّة |
| Benim için elma elmadır. tahtadaki yanlış bir yazıyı düzeltmek tahtadaki yanlış bir yazıyı düzeltmektir! | Open Subtitles | -كنت أريد تصحيح مقالة فقيرة على السبورة. |
| Kara tahtadaki Kan: Bart Simpson`ın Hikayesi... | Open Subtitles | :دماء على السبورة" "(حكاية (بارت سمبسن |
| Cat Grant, tahtadaki tırnak sesi gibi. | Open Subtitles | (كات غرانت)، إنها كالمسمار في السبورة |
| Bu tahtadaki bir şey imgelemi tetikliyor. | Open Subtitles | شيء ما في هذا اللوح أثار الرؤيـة |
| tahtadaki taşları saydım. | Open Subtitles | لقد حسبت القطع الموجودة على اللوح. |
| tahtadaki her taşı alabilir. | Open Subtitles | يمكنها أن تُسقط أي قطعة على اللوح |
| Herkes tahtadaki denkleme baksın. | Open Subtitles | لينظر الجميع إلى المعادلة على اللوح. |
| Biliyor musun, şu tahtadaki şiiri düşünüyordum da... | Open Subtitles | أتعرفين، أنا أفكر بتلك القصيدة على اللوحة |
| Biliyor musun, şu tahtadaki şiiri düşünüyordum da... | Open Subtitles | أتعرفين، أنا أفكر بتلك القصيدة على اللوحة |
| - Eğer onları görebiliyorsan-- - Sadece tahtadaki gözden. | Open Subtitles | وإن كان بمقدورك ِرؤيتهم ـ فقط من خلال القطعة المعدنيّة |