| Onların yaptıklarını yapmak zorunda değilsin. Kicker takımdaki en önemli oyuncu sayılır . | Open Subtitles | لا تخف لن تكون من ضمن هؤلاء الراكل هو العضو الرئيسي في الفريق |
| Onların yaptıklarını yapmak zorunda değilsin. Kicker takımdaki en önemli oyuncu sayılır . | Open Subtitles | لا تخف لن تكون من ضمن هؤلاء الراكل هو العضو الرئيسي في الفريق |
| Her neyse, şikayet edilenlerin arasında bu gibi fotoğraflardan çok fazla vardı. takımdaki mühendislerden biri, burda | TED | على أي حال، هناك الكثير من الصور يتم الإبلاغ عنها خطأ كبريد مزعج أو سوء استخدام، وواحد من مهندسي الفريق لديه حدس. |
| takımdaki birkaç çocukla haftada bir buraya idmana geliriz. | Open Subtitles | أنا وبعض من الفريق نخرج مرة في الأسبوع للتدريب |
| Ben takımdaki en iyi oyuncuyum, ve senin yaptığın tek şey beni kullanmak.! | Open Subtitles | انا افضل لاعب بالفريق وانت دائماً تستبدنى |
| Lindsay yeniden takımdaki yerini alabilir. | Open Subtitles | حينها لينزي بستطاعتها أرجاع مكانها في الفريق |
| takımdaki yerinizi sahada gösterdikleriniz belirleyecek. | Open Subtitles | ستكسب مكانك فى الفريق بواسطة ما سترينه اياه فى هذا الحقل |
| PAF takımdaki performansıyla göz doldurmuştu ama burada seviye farklı. | Open Subtitles | وقد لفت بعض الأنظار إليه بسبب ادائه في الفريق الرديف لكن هنا الأمر مختلف , المستوى اعلى بكل تأكيد |
| İlk önce takımdaki herkesin düşünceleriydi, daha sonra tribünde herkesin daha sonra da... | Open Subtitles | ولكني لا استطيع التحكم به في البدايه كان مقتصر على كل شخص في الفريق اما الان فهو يشمل كل شخص في المدرجات ايضاً |
| Seni burada yakalarlarsa takımdaki yerini kaybedersin. | Open Subtitles | إذا أمسكوا بك هنا سوف تخسر موقعك في الفريق |
| takımdaki yerinizi sahada gösterdikleriniz belirleyecek. | Open Subtitles | ستكسب مكانك فى الفريق بواسطة ما سترينه اياه فى هذا الحقل |
| Bu takımdaki duyarsızlıktan bıktım. | Open Subtitles | لقد سئمت من اللامبالاة التى فى هذا الفريق |
| Akıcı Arapça konuşabilen takımdaki tek üye o. | Open Subtitles | انها العضو الوحيد في الفريق الذي يتكلم العربية بطلاقة |
| Bu herif tek bir günde kız arkadaşımı, takımdaki gard pozisyonumu ve tüm geleceğimi çaldı. | Open Subtitles | هذا الولد سرق صديقتي و مركزي في الفريق و مستقبلي في يوم واحـــــــــــد |
| takımdaki birçok oyuncuya göre daha kıdemlisin. Senin işin forvettekini itelemek değil, ama sen öyle yapıyorsun. | Open Subtitles | لأنك اكثر اللاعبات خبرة فى الفريق و وظيفتك ليس دفع خط الهجوم بل تعليمهم |
| takımdaki geleceğimle ilgili kararımı daha vermedim. | Open Subtitles | انا لم اخذ حتي الان قرار بموقفي مع الفريق |
| Hiç kimse, onun ne takımdaki yerini ne de kalbimizdeki yerini dolduramaz. | Open Subtitles | لا يمكن لاحد اخذ مكانة فى الفريق ولا احد يمكن ان يأخذ مكانة فى قلوبنا |
| Ve takımdaki başka kimse büyük oyuncu olamaz, değil mi? | Open Subtitles | فيشررحل . ولا أحد في الفريق يمكن أن يكون لاعب قوي؟ |
| takımdaki diğer herkes gibi onların da bilmeye hakları var. | Open Subtitles | لديهما الحقّ في المعرفة مثل أيّ فرد بالفريق |
| Demek istediğim istesem bile bırakamam. takımdaki tek 60 kilo benim. | Open Subtitles | أعني لا يمكنني الإنسحاب أنا الوحيد بوزن 135 بالفريق |
| Dün bana, takımdaki erkeklerin yarısından iyi olduğumu söylemiştin. | Open Subtitles | بالأمس أخبرتني أنني أفضل من نصف لاعبي فريقك |
| Evet, takımdaki en iyi ayak kıran olmak için yumuşak olmaman gerekiyor. | Open Subtitles | أجل، أنت لا تصل إلى القمّة في المناطق الغربيّة عن طريق التعامل بالرقّة. |