| Ama size içinde ne olduğunu göstermeden önce, bir şey itiraf edeceğim, oda, Ben kıyafet konusunda takıntılıyım. | TED | ولكن قبل أن اخبركم عما يوجد فيها .. سوف اقوم بإعتراف علني وهو أنني مهووسة بالملابس |
| Bencilim, takıntılıyım ve korkunç bir eşim. Ama beni yine de seviyorsun. | Open Subtitles | أنا أنانية و مهووسة ،و انا زوجة مُريعة ، لكنكِ تحبني على أيّ حال. |
| Hayır, ama kesinlikle onların çekiciliğini görebiliyorum. Sanırım biraz takıntılıyım. | Open Subtitles | لا, لكني واثقة من إمكانية رؤية السحر الجذاب فيها أعتقد بأني مهووسة بعض الشيء |
| Kumaş baskı, ciltleme ve kutu yapımı konusunda takıntılıyım. | TED | أنا مهووس بالطباعة بواسطة الأقمشة الحريرية و تجليد الكتب و صنع الصناديق. |
| Şimdi, renkli dövmelere yönelmeye meyilliyim çünkü renklerle takıntılıyım. | TED | أنا أميل للوشوم الملونة لأنني مهووس بالألوان. |
| Oh, bir bakıma takıntılıyım, özellikele gergin olduğum zamanlar. Bu kesinlikle normal Bende takıntılıyım. | Open Subtitles | أنا موسوسة قليلاً خاصة عندما أكون مرتبكة |
| ... Evet, seninle ilgili en güçlü anılarımda bu gitar var, ki büyük ihtimalle bu sebepten gitar konusunda takıntılıyım. | Open Subtitles | أجل، أقوى ذكرياتي لكِ هو مع ذلك الغيتار وربما لذلك علاقة كبيرة لكوني مهووسة كبيرة بالغيتار. |
| Pekâlâ, hayır, abayı yakmak gibi değil. Podcasti'ne takıntılıyım sadece. | Open Subtitles | حسناً، لا، هذا ليس إعجاباً، أنا فقط مهووسة بإذاعته. |
| Ben... Atrian'lar ile ilgili her şeye takıntılıyım. | Open Subtitles | انا مهووسة بكل اشياء الاتيريين |
| Bu çok rahatsız edici ve ben de buna takıntılıyım. | Open Subtitles | هذا يثير القلق وأنا مهووسة به |
| Biraz takıntılıyım. - Biraz mı? | Open Subtitles | انا مهووسة قليلا قليلا |
| Örümcekler konusunda birazcık takıntılıyım. | Open Subtitles | لقد أصبحت مهووسة بالعناكب |
| - Ona takıntılıyım! - Git konuşsana. | Open Subtitles | أنا مهووسة به - اذهبي وتحدثي معه - |
| Ben biraz takıntılıyım. | Open Subtitles | أنا مهووسة قليلًا |
| Yani, niçin bunlara bu kadar takıntılıyım? | Open Subtitles | مثلاً: لم أنا مهووس لهذه الدرجة بالموضوع أصلاً؟ |
| Hayatımı dolaplara adamış durumdayım dedene takıntılıyım ve üzerine gecelik giydirdiğim bir vücut yastığıyla yatıyorum. | Open Subtitles | لكن عليك أن تعرفي بأنني كرّست حياتي للخزائن، أنا مهووس بجدك، وأنام مع وسادة كبيرة ألبسها ثوب نوم. |
| Bayraklara bir nevi takıntılıyım. | TED | أنا مهووس نوعا ما بالأعلام |
| Sağlıklı topluluklar oluşturmaya takıntılıyım, işte bu yüzden Twitch'i başlattım -- insanların internette video oyunları oynayan diğer insanları izlemesine yardım etmek için. | TED | أنا مهووس بتكوين مجتمعات صحية، ولهذا السبب أسست Twitch-- لمساعدة الناس على مشاهدة أناس آخرين يلعبون ألعاب الفيديو على الإنترنت. |
| (gülüşmeler) Epostalara takıntılıyım. Bir çok vardı | TED | (ضحك) أنا مهووس بالرسائل الالكترونية. أحصل على الكثير منهم. |
| Mesela, öncelikle temizlik takıntılıyım. | Open Subtitles | اقصد من البداية انا موسوسة تماماً بخصوص النظافة |
| Bildiğinden daha takıntılıyım. | Open Subtitles | كنتُ مهووساً بكِ أكثر مما تتخيلين. |