| Takas için çabalıyorum ama devlet başkanının onayı gerek. | Open Subtitles | أعمل ما بوسعي للتبادل ولكننا نحتاج بوتس على الطاولة |
| Yarış sadece Takas için bir kılıf. | Open Subtitles | و السباق هو مجرد تغطية للتبادل |
| Takas için önceden ayarlanmış da olabilirdi. | Open Subtitles | ربما تكون مجهزه مسبقاً للتبادل |
| Neler olduğunu açıklayıp, Takas için yeni bir yer ayarlarız. | Open Subtitles | ونشرح له ما جرى، ونحدّد بعدها موقعاً جديداً للمقايضة |
| Takas için hazır ol! | Open Subtitles | كن جاهزا ً للمقايضة |
| Shavadailerde, kadınlar Takas için kullanılır. | Open Subtitles | بين قوم الشافاداي النساء قيّمون إلى حد كبير للتجارة |
| Takas için düzenlemeleri yaptım. | Open Subtitles | لقد قمت ببعض الترتيبات للمبادلة |
| - Takas için hazır olacaklar. | Open Subtitles | سنكون جاهزين للتبادل |
| Takas için yeni bir buluşma yerine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج موعد جديد للتبادل |
| Şimdi Takas için 2 tane de Amerikan ajanım var. | Open Subtitles | فلدي عميلان أمريكيان للمقايضة |
| Michael'a karşılık hisse senetleriyle düzgün bir Takas için. | Open Subtitles | للمقايضة المباشرة... الأسهم مقابل (مايكل)، إنهم يريدونني ميتًا |
| Takas için değil. | Open Subtitles | ليس للمقايضة. |
| Buraya Takas için geldiniz. | Open Subtitles | أنتم هنا للتجارة ؟ |
| Bize Takas için ne verebilirseniz... | Open Subtitles | كل ما يمكنك أن تعطينا للتجارة |
| Buraya Takas için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا للمبادلة. |
| Bugün iyi günümdeyim. Takas için bile. | Open Subtitles | حتى للمبادلة |