| Tepenin içinde daha önce hiç olmayan bir aralığa doğru takip etmiş. | Open Subtitles | تبعته إلى الأقامة في التل الذي لم يكن موجود |
| Bilmiyorduk. Bizi takip etmiş olmalı. Haberimiz yoktu. | Open Subtitles | نحن لم نعرف هو لا بد وأن لحق بنا نحن لم نعرف |
| Arabanın kapısının başa çarpması aynı hızda ve aynı kuvvete birbirini takip etmiş. | Open Subtitles | أرجحة واحدة لباب سيارة تتبعها أخرى فوراً بنفس كمية القوة والتسارع |
| Beni takip etmiş olmalı, çünkü birden kapımda belirip bana yardım etmeye başladı. | Open Subtitles | لابد أنه تبعني لأن فجأة ظهر من يساعدني على الباب |
| Bir tane. Beni New York'tan takip etmiş. Gitmeliydim. | Open Subtitles | واحد تتبعني من نيويورك كان يجب ان اذهب ثقي بي |
| Bu adam, öldürmeden önce Ahneesah'yı takip etmiş mi? | Open Subtitles | هل طارد هذا الرجل (انيسا) قبل أن يقتلها? |
| Asistanı arabanın GPS'inin izini takip etmiş. | Open Subtitles | لقد تعقبت مساعدتها جهاز تحديد المواقع بسيارتها. |
| - Bizi takip etmiş. - Dışarıda kimse yok. | Open Subtitles | لقد تبعنا إلى هنا، أنا لا أري أي شخص في الخارج. |
| Katil onu katıldığı davetten takip etmiş olabilir. Konuklardan biriyle sorun yaşamış mıydı? | Open Subtitles | نعتقد أنّ القاتل قد تبعها من الحلفة أكان لديها مشاكل مع أيّ من الضيوف؟ |
| Onu her geceyarısı bir arabaya binerken görmüş ve yakından takip etmiş. | Open Subtitles | رآه يصعد سيارة غريبة كل ليلة في منتصف الليل وتبعه عن قرب |
| Dae Woong'un söylediklerine göre şehir dışında tanışmışlar ve kız onu buraya kadar takip etmiş. | Open Subtitles | وفقاً لما قاله داي وونغ أنه التقى بها في الريف وهي تبعته إلى هنا |
| Bu esnada şüphelimiz oralarda oyalanıp adamın hangi hastaneye götürüldüğünü öğrenmeye çalışmış ve onu takip etmiş. | Open Subtitles | ،في هذه الأثناء، انتظرت المشتبه بها لتكتشف المشفى التي احضر إليها و تبعته إلى هناك |
| Sorunları, onu denize kadar takip etmiş gibi gözüküyor. | Open Subtitles | يبدوا أن مشاكله تبعته للبحر. |
| Evine kadar takip etmiş. | Open Subtitles | لا استطيع التصديق ان الرجل لحق بها طوال الطريق الى منزلها |
| Kapı tokmağı gitmiş. Biri bizi takip etmiş olmalı. | Open Subtitles | المِقبض إختفى لابد أن شخصاً ما لحق بنا |
| Whitney altınları ararken katil onu takip etmiş olabilir. | Open Subtitles | لكن إن كانت تفتش عن الذهب والقاتل تتبعها .. |
| Sahip olduğum tek saf şey sensin ama senin de hayatım boyunca beni takip etmiş ve bu aileye bulaşmış olan karanlık tarafa sürüklenebileceğini biliyorum. | Open Subtitles | أنت الشيء الأنقى الذي حزت به، ولكن اعلم أنك مُعرّض لهذا البلاء والذي تبعني طيله حياتي، |
| Mucize eseri beni buraya kadar takip etmiş olsa bile bunu neden yapsın? | Open Subtitles | حتى لو بمعجزة .. تتبعني إلى هنا لماذا؟ |
| Bu her neyse Bay Randolph'u ormanda takip etmiş kapısını kırıp onu üst kata kadar izlemiş ve yatak odasına öldürmüş. | Open Subtitles | {\pos(195,225)} مهما كان, فقد طارد السيّد (راندولف) عبر الغابة {\pos(195,225)} و حطّم باب منزله الأمامي و لحقه للطابق العلوي {\pos(195,225)} و قتله بغرفة نومه |
| Pekala, Kira'yı kontrol edeceğim. Bakalım sahte ihbarları takip etmiş mi. | Open Subtitles | حسناً، سأتفقد الأمر مع (كيرا) سأرى إن تعقبت هذه المكالمات الزائفة |
| Bizi takip etmiş olmalı. | Open Subtitles | يبدو أنه تبعنا وإنتظر |
| Zanlı onu eve kadar takip etmiş ya da burada beklemiş olabilir. | Open Subtitles | يبدو انها صامتة و كتومة يمكن ان يكون الجاني تبعها للمنزل |
| Lionel'ı vuran kişi babamı bayıltıp kenara çekene kadar takip etmiş. | Open Subtitles | من أطلق على ليونيل خدر أبي وتبعه حتى توقف |
| Bizi takip etmiş olmalılar. | Open Subtitles | لا بد أنهم تتبعونا |
| Ona belli etmeden takip etmiş olsam da, bu benim ne işime yarayacaktı? | Open Subtitles | حتّى لو تمكّنت من تتبّعها من دون أن تشعر بي, مالذي سأستفيده من الأمر؟ |
| Tanıklardan biri blok boyunca onu takip etmiş ve sokağın aşağısında trafikte kaybetmiş. | Open Subtitles | أحد الشهود تبعه حول المنطقة وأسفل الشارع, لكن فقد أثره في الزحمة |
| Beni takip etmiş olmalı. | Open Subtitles | لابد من أنه تعقبني |