| Şunu söylemeye çalışıyorum: İş yerinde sutyen takman gerekiyor. | Open Subtitles | ،ما أقوله هو أن عليكِ إرتداء حمالة صدر في العمل |
| Ayrıca yaptığın şeyleri gizlemek için maske takman çok zekice. | Open Subtitles | أجل، لكنها طريقة جيدة لتجنّب عمل الأمور التي تتطلّب منكَ إرتداء قناع |
| Ama takman da lazım. Çünkü... pornonun aksine, o şeftalinin gerçeği öldürür sizi. | Open Subtitles | لكن عليك إرتداء واحد، بسبب، إن الأمر لا يشبه مشاهدة الأفلام الإباحية، |
| Hayır, şimdi olmaz. Laminektomi ameliyatı olan hastama IVC filtresi takman gerekiyor. | Open Subtitles | لا، لا يُمكنكِ أريدكِ أن تضعي مرشح للوريد الأجوف السفلي |
| İlerisi tehlikeli gibi duruyor parmağıma yüzük takman gerek. | Open Subtitles | مجازفًا بأن أبدو متخطيًا المراحل التمهيديّة بشكل فجّ أحتاجك أن تضعي خاتمًا في هذا الإصبع. |
| Ben iğneyi düz tutarken senin şırıngayı tekrar takman gerek. | Open Subtitles | الآن، أريد منك أن تضعي الأنبوبة في مكانها ريثما أمسك الإبرة بثبات، إتفقنا؟ |
| -Evet, ama peçe takman gerek. | Open Subtitles | أجل، ولكن سيكون عليكِ إرتداء النِّقاب |
| Homer, kısa kollu gömlekle kravat takman hiç hoş olmamış. | Open Subtitles | هومر) لا أظن عليك إرتداء قميص أبيض وربطة عنق) |
| Dinleme cihazı takman gerekliydi. | Open Subtitles | يجب عليك إرتداء جهاز تجسس |
| Tom , şapkayı takman gerekiyor. | Open Subtitles | توم), عليك إرتداء القبعة) |
| O yüzden bunu takman gerekiyor tamam mı? | Open Subtitles | حسناً ؟ أريد منك أن تضعي هذا |