| Var. Polis kapıyı kırdıktan sonra, bu geçici kilidi taktılar. | Open Subtitles | معي، بعد أن اقتحمت الشرطة المكان وضعوا هذا القفل الاحتياطي |
| - Bir yıl önce, onu izlemek için tasma taktılar, böylece onu araştırabiliyorlar. | Open Subtitles | . لقد وضعوا قلادة تعقّب عليها منذ سنة . لكي يتمكّنوا من دراستها |
| Yaşıyordu. Ona siyah etiket taktılar! | Open Subtitles | لقد كان على قيد الحياة و وضعوا عليه علامة سوداء |
| Komplo teorisyeni diye lakap taktılar bana. | Open Subtitles | لقد وصفوني بنظريات المؤامرة. |
| Pepper, bana bir sürü isim taktılar. | Open Subtitles | (بيبر) ، أنا وصفوني بأشياء كثيرة |
| Elm Sokağı'ndaki evin yeni mutfak tezgahını taktılar bugün. | Open Subtitles | وضعوا منضدة المطبخ الجديدة في منزل شارع إلم اليوم |
| Parkinson'um için ameliyat oldum. Kalbine pil taktılar ve kafasına delik açtılar. | Open Subtitles | وضعوا جهاز منظّم في دماغه وحفروا حفرتين في دماغه |
| Korkutmak için peşime adam taktılar. | Open Subtitles | بل وضعوا شخصاً ليراقبني في محاولة لإخافتي |
| Kahretsin, amcam Vinnie'ye bir domuzun kalbini taktılar. | Open Subtitles | تباً، لقد وضعوا قلب خنزير "في جسد عمي "فيني |
| Boynuma bir çip taktılar, bu sayede beni izleyebiliyorlar. | Open Subtitles | لقد وضعوا شريحة في رقبتي ليتتبعوني |
| Boynuma bir çip taktılar, bu sayede beni izleyebiliyorlar. | Open Subtitles | لقد وضعوا شريحة في رقبتي ليتترعوني |
| Mobiletime nefesimi analiz eden bu fiyakalı aleti taktılar. | Open Subtitles | لقد وضعوا جهاز تحليل النفس على دراجتي |
| Bu sabah boru taktılar enfeksiyonmuş. | Open Subtitles | لقد وضعوا أنبوبًا صباح اليوم. .إنّها عدوى" ".التّخدير |
| Ona mikrofon taktılar ve kamerayı ona çevirdiler. | Open Subtitles | رتبوا معه, وضعوا مايكروفون عليه وكاميرا |
| Arkama ışık taktılar. Annemi öldürdüler. | Open Subtitles | . لقد وضعوا مسامير فى ظهرى . وقتلوا أمى |
| Sonra bunu taktılar. | Open Subtitles | ثم وضعوا هذا عليّ |
| Peşine adam mı taktılar? | Open Subtitles | وضعوا ذيل عليك؟ - وقد فعلوا. |