| hala ne olduğunu bilmiyoruz, ama hastalığın beynine sıçramasına izin verdiniz tam olarak böyle olacağını söylemiştim. | Open Subtitles | ما زلنا لا نعرف ما بها إلا أنّه انتشرَ إلى دماغها هذا بالضبط ما قلتُ أنّه سيحدث |
| Pekala, bu tam olarak böyle bir durumda söylemek istemeyeceğin bir şey tamam mı? | Open Subtitles | حسناً, هذا بالضبط ما أريدك أن لا تقولينه في هذا الوضع, أتفقنا؟ |
| Ya da tam olarak böyle düşünmemizi istiyorlar. | Open Subtitles | أو قد يكون هذا بالضبط ما يريدون أن نعتقده |
| - Bunu söylemiş miydik? - Evet, tam olarak böyle söylemiştik. | Open Subtitles | هل قلنا ذلك نعم هذا بالضبط ما قلناه |
| Satanik İncil de tam olarak böyle der. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما كان سيقوله إنجيل الشيطان |
| Aslında, tam olarak böyle düşünmüştüm. | Open Subtitles | في الحقيقة ، هذا بالضبط ما إعتقدته |
| Fakat... tam olarak böyle yapmış olmalılar. | Open Subtitles | لكن هذا بالضبط ما تعين عليهن فعله |
| tam olarak böyle düşünmenden korktum. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما كنت خائف من ان تفكر فية |
| Bebek de tam olarak böyle olacak. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما سيكون عليه الوضع |
| Fakat... tam olarak böyle yapmış olmalılar. | Open Subtitles | لكن هذا بالضبط ما تعين عليهن فعله |
| O da tam olarak böyle demişti. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما قاله |
| tam olarak böyle söyledim! | Open Subtitles | هذا بالضبط ما قلته. |
| tam olarak böyle oldu işte. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما حدث |
| Ben de tam olarak böyle yapacağım, Seth. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما سأفعله |
| evet, tam olarak böyle oldu. | Open Subtitles | نعم, هذا بالضبط ما حصل |
| tam olarak böyle yapıyorum. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما أفعله |
| Evet tam olarak böyle düşünüyorum. | Open Subtitles | أصبت , هذا بالضبط ما أعتقده |
| tam olarak böyle düşünüyorsun. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما الذي تفكر به |