| Tamamdır. Bana birkaç gün ver, bir şeyler yapmaya çalışırım. | Open Subtitles | حسناً ، أمهلني بعض الأيام سأرى ما يُمكنني ان أفعله |
| Tamamdır beyler, ikinizle de aynı anda telefondayım şu an. | Open Subtitles | حسناً أيها السادة أنا على الهاتف معكما أنتما الإثنان الآن |
| Tamamdır, yani sen, ne olduğunu... anlamayayım diye, etrafımda olacaksın, bu mudur? | Open Subtitles | حسناً ، أنت ستقوم بمتابعتي في حالة إكتشفت شيئاً ، أليس كذلك؟ |
| Tamamdır, sağolun beyler. Yasal durum açık. | Open Subtitles | حسنا أيها السادة,شكراً جزيلاً لكم أعتقد أن الوضع القانونى الآن بدا واضحاً |
| Tamamdır. Hadi değişip şu yeşil elemanı alalım. | Open Subtitles | حسنا, فلنتحول الأن وننال من المغامر الأخضر |
| Tamamdır kızlar, şişenin dibini gördük. - Ben yarım kadeh içtim. | Open Subtitles | حسنٌ أيتها السيدات، لقد شربنا الزجاجة بأكملها |
| Tamamdır beyler tuvaletteki vişne bombası patlayana kadar 20 saniyemiz var. | Open Subtitles | حسنًا يا رفاق لدينا 20 ثانية حتى تنفجر قنبلة الكرز في الحمّام |
| Tamamdır. Bir daha ne alerji ne de hapşuruk var. | Open Subtitles | حسناً , لا مزيد من الحساسية ولا مزيد من العطس |
| Millet herşey Tamamdır. Sahneyi paspaslamaları lazım. Toplanın ve salonu açın. | Open Subtitles | حسناً ياقوم لقد انتهينا، عليهم أن ينظفوا المنصة ويعيدوا ترتيب القاعة |
| - Varım dedim, bunun anlamı yapacağım demek. - Tamamdır. | Open Subtitles | ـ لقد قُلت أننى بالأمر ، قصدت هذا ـ حسناً |
| Tamamdır. Üç hikaye. Şimdi de görüş. | TED | حسناً .. كانت هذه القصص الثلاث .. وهذه الحجة التي سأطرح |
| Tamamdır çocuklar. Haydi Miami sahiline gidelim. | Open Subtitles | حسناً أيها الأطفال دعونا نقتحم شاطئ ميامى |
| Bella, biraz müzik istiyorum. Tamamdır. Neyimiz var? | Open Subtitles | بيلا, اعطني بعض الموسيقى حسناً, ماذا لدينا؟ |
| Tamamdır. Eşyalarımı toplayacağım. 10 dakika sonra helikopterin orada buluşalım. | Open Subtitles | حسناً سأجمع أغراضي لاقني في المروحية خلال 10 دقائق |
| Tamamdır evet gençler tutuklusunuz., kodes şu tarafta | Open Subtitles | حسنا حسنا أيها الشبان ، أنتم رهن الإعتقال السجن من هنا |
| - Tamamdır. - Ne yaptığını biliyor musun evlat? | Open Subtitles | ـ حسنا ً ـ أتعلم ما الذى تفعله , يا بنى ؟ |
| - Tamamdır, ben şarkıcı değilim -Tamam ben söylerim | Open Subtitles | نعم لابأس أنا لست مغنيا حسنا, أنا سأغنّيها |
| Tamamdır kızlar, gösteri zamanı. | Open Subtitles | حسنٌ أيُّها السّيدتان، حان وقتُ التحرّك. لنذهب. |
| Tamamdır, gidip şube müdürlerimize bankalarının güvenli olmadığını söyleyelim. | Open Subtitles | حسنًا لنذهب ونخبر مديرو الفرع بان مصرفهم ليس آمن |
| Ancak ikiniz için de sorun yoksa benim için de Tamamdır. | Open Subtitles | إذا كان الأمر لا بأس بهِ معكما، إذاً أعتقد أنهُ لا مشكلة |
| Her neyse, çocuklarınızız bilmesini isteyeceğiniz bütün şeyler, herşey Tamamdır? | Open Subtitles | على أية حال كلّ المواد التي تعرفونها تم تغطيتها, حسنا؟ |
| Tamamdır, hallediyorum. Bizi hastaneye ulaştır yeter. | Open Subtitles | لقد فهمت ، تلقيتها ، فقط صل بنا الي هناك |
| Tamamdır, anladım. | Open Subtitles | حسنا , حصلت عليها , عندما كان بين فرانكلين عمره 15 سنة فقط |
| Tamamdır. İpi asılarak kancaları oraya çekin. | Open Subtitles | حَسَناً إسحبْ هذه الخطّافاتِ إلى أعلي مع الحبلِ |
| Kuru tost ve yulaf ezmesi mi? Tamamdır. | Open Subtitles | الخبز المُحمص الجاف ودقيق الشعيرية , سأفعل |
| O zaman Tamamdır. Gey parasını... Yani gey evliliklerini yasallaştırıyorum. | Open Subtitles | إذاً اتفقنا ، سنشرّع الأموال الشاذة أقصد الزواج الشاذ .. |
| Şimdi böyle olduk. Her şey sana uygunsa Tamamdır değil mi? | Open Subtitles | حسن ، أرى كيف تسير الأمور الآن كل شيء جيد مادام في صالحك |
| Tamam... 30 yaşında, gözünün üstünde yara var şehirde çalışıyor. Tamamdır. | Open Subtitles | حسنٌ، يناهز الثلاثين ولديه ندبة فوق عينه ويعمل في المدينة، عُلم. |
| Tamamdır, hadi, dostum, parti yapalım. | Open Subtitles | كل الحق ، هيا ، المتأنق ، دعونا الطرف. |
| Tamamdır! Cidden ağırmış, ama aldım onu! | Open Subtitles | سأتولى الأمر إنها ثقيلةٌ جداً، ولكنني أتولى الأمر |