| Georgia zaten güvenilemeyecek bir tanıktı; bu ona zaman kazandırdı. | Open Subtitles | لقد كانت شاهدة غير معتمد عليها لذا ذلك أكسبه بعض الوقت |
| Evet, o önemli bir tanıktı, o kadar. | Open Subtitles | .. نعم , هى قد كانت شاهدة مهمة لى , هذا ما فى الأمر |
| Federal bir suçla ilgili tanıktı. | Open Subtitles | كانت شاهدة أساسية ضمن جريمة فيدرالية. |
| Devam etmekte olan bir soruşturmadaki tek tanıktı. | Open Subtitles | كانت شاهدة جوهرية فى تحقيق جارى |
| Victor Asanuma, Micheal'ın kasıtsız adam öldürme davasındaki en önemli tanıktı. | Open Subtitles | فيكتور أسانوما كان الشاهد على مذبحة مايكل في المحكمة |
| Mükemmel bir tanıktı güçlü, özgüvenli. | Open Subtitles | ..كانت شاهدة ممتازة قوية، واثقة |
| Jenny çok iyi bir tanıktı. | Open Subtitles | إذاً ، "جيني" كانت شاهدة رائعة |
| Bayan Beerntsen oldukça güvenilir bir tanıktı. | Open Subtitles | سيدة بيرنتس شاهدة جيدة |
| İyi bir tanıktı. | Open Subtitles | لقد كانت شاهدة جيدة |
| Madem Becky Langes dava için bu kadar önemli bir tanıktı, | Open Subtitles | (إن كانت (بيكي لانغس شاهدة مثالية للإدعاء |
| Susturulması gereken bir tanıktı. | Open Subtitles | كانت شاهدة تحتَّم إسكاتها |
| Bridget benim gözetimimde olan bir tanıktı. | Open Subtitles | (بريدجيت) كانت شاهدة تحت رعايتي. |
| Güzel, bu listenizdeki son tanıktı. | Open Subtitles | عظيم، هذا كان الشاهد الأخير على قائمتك، |