| Alış verişçiler hiç tanımadıkları kişilerin ıskartaya çıkardığı eşyalarını incelemeye gelir. | Open Subtitles | يأتي المستهلكون للبحث في الممتلكات المهملة لشخص لا يعرفونه |
| Şu an tanımadıkları insanları özgür bırakmak için ölüyorlar. | Open Subtitles | هم يموتون اليوم لتحرير شخص ما هم لا يعرفونه |
| tanımadıkları birini anarken bir avuç insanı dinlemek? | Open Subtitles | إنه كسماع أشخاص يعددون مآثر متوفى لا يعرفونه |
| Hayata tutunan bu insanlar, tanımadıkları başka insanlar ve diğer işçiler için, adil bir dünya umudu için mücadele ediyor. | TED | هؤلاء الناجين يقاتلون من أجل أناس لا يعرفونهم حتى الآن، من أجل عمال آخرين، فقط لأجل خلق عالم يسعنا جميعا. |
| İş kıyafetleri içinde, çimenlerin üstüne uzanıp, rüzgarın değişen şekillerini fark edip hiç tanımadıkları kişilerin yanında, hayal etmeyi yeniden keşf ettiler. | TED | لقد استلقوا ببدلاتهم الرسمية على العشب لكي يشاهدوا تجاوب المجسم مع نسيم الهواء بجانب اشخاص ربما لا يعرفونهم لكي يتشاركوا سوية إعادة اكتشاف عجائب الكون |
| Kimseye güvenmezler kapılarını açmazlar, özellikle de tanımadıkları birisine. | Open Subtitles | ولن يفتحوا منازلهم لأي أحد خصوصاً إن لم يعرفوه |
| Birbirlerine göz kulak olsunlar diye uyarmak veya tanımadıkları kimseyle bir yere gitmesinler diye uyarmak falan? | Open Subtitles | وتحذيرهم بأن يهتم بعضهم ببعض وعدم الذهاب مع اي احد لا يعرفونه ؟ |
| Asla tanımadıkları Tanrı'ya verilen başka bir isim bu. | Open Subtitles | هذا مجرد أسم آخر للإله، الذين لا يعرفونه. |
| tanımadıkları biri için döktükleri gözyaşları... | Open Subtitles | كل هذا البكاء من اجل شخص لا يعرفونه. |
| Tehlike mi? Onu tanımadıkları için böyle. | Open Subtitles | يعرفونه لا لأنهم هذا ؟ |
| Ama tanımadıkları biri. | Open Subtitles | لكن لا يعرفونه |
| tanımadıkları biriyle pazarlık yapmazlar. | Open Subtitles | لن يعقدوا اتفاقاً مع أشخاص لا يعرفونهم |
| Bu hissi ölmüş akrabaları, arkadaşları, veya aslında tanımadıkları ama onları içtenlikle karşılatan biriyle buluşmak gibi tanımlıyorlar. | Open Subtitles | قد يصفون شعور مقابلة أو رؤية أقرباء راحلون أو أصدقاء أو آخرون لا يعرفونهم و لكنهم يُرحبون بهم على الدوام لذا أعتقد أنَّ مابدأنا فهمه هو انّ |
| Ama bugün karşımızda tanımadıkları insanları etkilemeye kafayı takmış isimsiz hedefler var! | Open Subtitles | لكننا اليوم نواجه مجرمين مجهولين مهووسين ! بإبهار أناس حتى أنهم لا يعرفونهم |
| - tanımadıkları insanları almıyorlar. | Open Subtitles | ولا يقبلوا أناس لا يعرفونهم |
| Numarasını tanımadıkları bir telefonu elbette ki! | Open Subtitles | يجب عليك ان تستخدم هاتف لا يعرفوه |
| "Batı Yakası'nı Koruyun"daki bazı insanlar Derek'in tanımadıkları birisiyle bir araya geldiğini gördüklerini söylediler. | Open Subtitles | وكان على القاتل استعادتهم عدة اشخاص في منطمة "انقذو الجانب الغربي" قالو بانهم شاهدو اونيل يلتقي شخصا لا يعرفوه |