| Artık kanun yaptırımını tanıması ve yanlış itirafları önlemesi için eğittik. | Open Subtitles | حسنا,نحن نقوم بتدريب القوى الأمنية على التعرف و منع الإعترافات المزيفة |
| Kameraların bizi tanıması riskini alamayız. | Open Subtitles | يجب ألا يتم التعرف علينا من خلال الكاميرا |
| Bu yüzden Veliaht Prensesin Majestelerini tanıması mümkün değil. | Open Subtitles | لهذا وليه العهد لا يمكنها التعرف على ولى العهد |
| Sonra da beyaz kızın Red'i tanıması için için Red ona bir mesaj gönderdi. - Ne mesajı? | Open Subtitles | ثم أرسلت الأحمر فتاةً بيض للقيام بمساجاً لها للتعرف عليها أيضاً. |
| Hector'un sahte belgeleri tanıması beklenemez. | Open Subtitles | لم يكن ليتوقع هيكتور أبداً ليتعرف على أوراق مزورة |
| - Yüz tanıması ne durumda? | Open Subtitles | بماذا يخبرنا برنامج التعرّف على الوجوه؟ |
| Biliyorum insanların birbirini tanıması zaman alır ama bu çok gülünç. | Open Subtitles | ... أعلم أن الموضوع يأخذ وقت ... حتى يتم التعارف بين الناس . و لكن هذا الموقف سخيفا ً |
| Baba ile oğlun birbirlerini daha yakından tanıması için beyzbol maçından daha iyi bir yer yoktur. | Open Subtitles | نعم ، ليس هناك مكان أفضل لأب وإبنه ليتعرفوا على بعض من مباراة كرة |
| Bence insanın komşularını tanıması önemlidir. | Open Subtitles | أعتقد أنه أمر هام أن تتعرف على جيرانك |
| Eğer burada çalışacaksa, takımı tanıması iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت في أنه إذا كان سيعمل هنا فربما عليه التعرف على الفريق |
| tanıması çok zor ama bir kere tanıyınca... onsuz bir hayat düşünemiyorsun... ve ona birbirimizi neden çok sevdiğimi hatırlatmak için... bir şeyler yapmam lazım. | Open Subtitles | إنه صعب التعرف به لكن عندما تعرفه لا تتخيل حياتك بدونه أنا أعلم أنني بحاجة لشيء |
| Ancak birlikte çalıştığım bir tek yüksek teknoloji şirketi bile bunun teknoloji sorunu olduğunu düşünmüyor, çünkü yardımseverliği artıran şey insanların birbirlerini tanıması. | TED | لكن لا يوجد شركة عالية التقنية واحدة من الذين عملت معهم تتخيل للحظة أن هذه مشكلة تقنية، لأن الذي يحفٌز الرغبة في مساعدة الأخرين هو التعرف على بعضهم البعض. |
| Onu tanıması için mi? | Open Subtitles | حتى تستطيـع التعرف عليه ؟ |
| tanıması zor biridir. | Open Subtitles | من الصعب التعرف عليها |
| Bu yüzden beni tanıması lazım. | Open Subtitles | لذا سيتوجب عليها التعرف علي. |
| Babasını da tanıması lazım. | Open Subtitles | يحق له التعرف على أبيه أجل |
| Biyolojin seni kurtardı, ona seni tanıması için bir şans verdi. | Open Subtitles | لقد أنقذ حياتك أنه أعطى لنفسه الفرصة للتعرف عليك |
| O yüzden her birimiz, tanıması ve muhtemel olarak bağlantı kurması için bir taslak sağlama amacıyla bilgisayara bir beyin taraması yükledik. | Open Subtitles | انا يرفع فحص الدماغ إلى الكمبيوتر للتعرف على الأنماط وترتبط معها |
| Rozet ne alaka o zaman? Satıcının seni tanıması için. | Open Subtitles | طريقة ليتعرف البائع عليهم |
| Onu tanıması için birim getirmediniz mı? Kimi? | Open Subtitles | ـ ألمَ تجلب أحد ليتعرف عليها؟ |
| tanıması biraz güç, kabul ediyorum. | Open Subtitles | يصعب قليلا التعرّف عليه، أعترف بذلك |
| Onu tanıması gerektiğini hissediyor. | Open Subtitles | شعر بأن عليه التعرّف عليها |
| Biliyorum insanların birbirini tanıması zaman alır ama bu çok gülünç. | Open Subtitles | ... أعلم أن الموضوع يأخذ وقت ... حتى يتم التعارف بين الناس . و لكن هذا الموقف سخيفا ً |
| Baba ile oğlun birbirlerini daha yakından tanıması için beyzbol maçından daha iyi bir yer yoktur. | Open Subtitles | نعم ، ليس هناك مكان أفضل لأب وإبنه ليتعرفوا على بعض من مباراة كرة |
| Bu röportaj, halkın sizi tanıması için. | Open Subtitles | هذا بخصوص أن تتعرف عليك البلاد |