| Sizlere konuğumuzu tanıtmak için son talk şovundan dramatik bir klip hazırladık. | Open Subtitles | لتقديم ضيفنا المميز ، لدينا فيديو كليب درامي من برنامجه الحواري الأخير |
| Sizlere konuğumuzu tanıtmak için son talk şovundan dramatik bir klip hazırladık. | Open Subtitles | لتقديم ضيفنا المميز ، لدينا فيديو كليب درامي من برنامجه الحواري الأخير |
| Halima Nair bu filmi kültürel hazinelerimizi büyük ulusunuza tanıtmak için hazırladı. | Open Subtitles | حليمة نير هي من صنعت هذا الفيلم لتقديم ثروتنا الثقافية لدولتك العظيمة |
| Kesinlikle. Ben sadece kendimi tanıtmak için gelmiştim. Sonra görüşürüz. | Open Subtitles | بالطبع، جئت فقط لأقدم نفسي حسناً، إلى اللقاء |
| İyi Köpecik-Kötü Köpecik eğitim sistemimi tanıtmak için mükemmel bir fırsat. | Open Subtitles | إنـها فرصة عظيمة لي لأقدم لكم جهاز الكلب الجيد ، الكلب السيء التدريبي |
| Yeni ürünüm Handi-matic'i tanıtmak için bir saniyenizi rica ediyorum. | Open Subtitles | أودّ لحظة من وقتك لإخبارك عن منتجي الجديد هاندي ماتيك |
| Mel's Hoagie Hut'ın yeni köftesini tanıtmak için karşınızda Bobby "Yanlış Top" Cobb. | Open Subtitles | ({\pos(190,210)}بوبي "مخطئ الكرات" كوب) هنا ليقدّم شطيرة كرات اللحم الجديدة لـ "ميلز هوغي هت". |
| Bir de bir filmi tanıtmak için "zorunlu" şeyler var ama Samantha bunları çekecek durumda değildi. | Open Subtitles | وهناك الأمور التي يجدر بك فعلها لترويج فيلم التي كان يجدر بـ (سامانثا) ان تؤيدها ولكنها لم تكن بالمزاج الملائم |
| Hadi ama, bu karakterini tanıtmak için vesikalık fotoğraf değil. | Open Subtitles | بالله عليك هذه الصور للتعريف بك و ليست لإخافة الأولاد |
| Adayımızı tanıtmak için iyi bir yer olup olmadığına bakarız. | Open Subtitles | للتأكّد بأنها القاعة المناسبة لتقديم مرشّحنا. |
| Bu basn toplantısı size Mars görevinde yer alacak on finalistimizi tanıtmak için düzenlendi. | Open Subtitles | تمّ عقد هذا المؤتمر الصحفي خصّيصا لتقديم بعثة مرشحينا العشرة النهائيين إلى المريخ |
| Sadece canım yeğenimi etrafa tanıtmak için küçük bir parti. | Open Subtitles | إنها مجرد سهره صغيرة لتقديم ابنه أختي الحبيبة إلى المجتمع . |
| hani sadece kendimi esas ben olarak tanıtmak için. | Open Subtitles | فقط لتقديم نفسي كـ أنا الحقيقية |
| Kendini tanıtmak için uğramış. | Open Subtitles | أوقفتها لتقديم نفسها. |
| Traugott, Konsey'in üç yeni üyesini tanıtmak için bir önerge verecek. | Open Subtitles | (تراوجوت) سوف يقدم قرار لتقديم 3 أعضاء جدد من المجلس |
| Bugün size kendimi tanıtmak için buradayım. | Open Subtitles | مرحبا , انا هنا اليوم لأقدم نفسي |
| Sana tanıtmak için sadece bir dakika. | Open Subtitles | دقيقة واحدة فقط لأقدم لك |
| Kevin'i tanıtmak için. | Open Subtitles | (لأقدم (كيفين |
| Yeni ürünüm Handi-matic'i tanıtmak için bir saniyenizi rica ediyorum. | Open Subtitles | هاندي ماتيك |
| - Kestik. Mel's Hoagie Hut'ın yeni köftesini tanıtmak için karşınızda Bobby "Yanlış Top" Cobb. | Open Subtitles | ({\pos(190,210)}بوبي "مخطئ الكرات" كوب) هنا ليقدّم شطيرة كرات اللحم الجديدة لـ "ميلز هوغي هت". |
| Suzuki filmleri tanıtmak için bir bölge turuna çıktı. | Open Subtitles | (سوزوكي) ذهب في رحلة اقليمية لترويج الفيلم |
| Röportaj seni tanıtmak için. | Open Subtitles | المقابلة تهدف للتعريف بك |