| Kadın yalnız krala baktığında, kral birbirlerini bin yıldır tanıyorlarmış gibi hissetmiş. | Open Subtitles | عندما نظرت إلى الملك الوحيد, شعر أنهما يعرفان بعضهما البعض منذ ألف سنة |
| Gia ve Shane birbirlerini tanıyorlarmış... Aynı rehabilitasyon programından. | Open Subtitles | لقد كانوا يعرفان بعضهما في برنامج التأهيل |
| Anlaşılan o ve Derek birbirlerini tanıyorlarmış. | Open Subtitles | ويبدو كما لو أنّها و(ديريك) يعرفان بعضهما البعض |
| Daha önce merhabam olmayan insanlar sanki beni tanıyorlarmış gibiler. | Open Subtitles | الأشخاص الذي لم أتحدث معهم مطلقا يقولون مرحبا لي كما لو كانوا يعرفوني دائما |
| Ve polisi aradın. O kan emicilerin arazime doluşmalarına ve sanki beni tanıyorlarmış gibi gelip kapımın zilini çalmalarına neden oldun. | Open Subtitles | أنتِ سبب وجود أولئك الأوغاد في فنائي ويدقون بابي وكأنهم يعرفوني |
| Ve polisi aradın. O kan emicilerin arazime doluşmalarına ve sanki beni tanıyorlarmış gibi gelip kapımın zilini çalmalarına neden oldun. | Open Subtitles | أنتِ سبب وجود أولئك الأوغاد في فنائي ويدقون بابي وكأنهم يعرفوني |
| Birbirlerini tanıyorlarmış. | Open Subtitles | كانا يعرفان بعضهما البعض. |
| Demek birbirlerini tanıyorlarmış. | Open Subtitles | هل يعرفان بعضهما البعض إذن ؟ |
| Oraya her gün binlerce kişi gitse de beni tanıyorlarmış gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | انهم يتصرّفون وكأنهم يعرفوني بالرغم أن آلاف الأشخاص يذهبون الى هناك كل يوم |