| Daha sonra, kamera sahneye yukarıdan bakar ... Geometrik olarak temiz, Tanrısal bir bakış sağlar. | Open Subtitles | الكاميرا حينها تقدم لنا ما يشبه الرؤية الإلهية العلوية الواضحة للمشهد بالكامل |
| Tanrısal mesajları duyabiliyordu ve vahyin etkisi oldukça güçlü olduğu çok açıktır, bazı İsrail peygamberleri de aynı şeyi yaşamıştır. | Open Subtitles | كان قادراً على سماع الرسالة الإلهية ومن الواضح جداً ان الوحى لبعض أنبياء بنى إسرائيل كان تجربة مدمره أيضا |
| Vücut son nefesini verirken hissedilen o Tanrısal gücün ne olduğunu asla anlayamasınız. | Open Subtitles | لن تعرفي قط القوة الإلهية التي شعرت بها عندما كان النفس الأخير يغادر الجسد |
| Muhammed kendisinin Tanrısal bir kişilik olmadığını ısrarla söyledi. | Open Subtitles | محمد كان دائما ما يصًر بشدة على أنه لا يتمثل بصورة ربانيه أو إلهية |
| Rich Terrile devasa bir simülasyonda yaşadığımızı ve yaratıcımızın Tanrısal güçlere sahip süper bir bilgisayar kontrol ediyor olabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد (ريتش تيريل) أننا نعيش داخل محاكاة ضخمة من نوع ما و أن خالقنا ربما يستخدم حاسوب خارق ذو قدرات إلهية |
| Derdim şu ki sizin gibi insanların Tanrısal güçlerinin olması ve sadece havalı kostümler giyerek dünyayı daha iyi bir yer haline getirebileceğinizi sanmanız. | Open Subtitles | علّتي هي أن أمثالكم ممن يملكون قوى خارقة تحسبون أن بوسعكم تحسين العالم بارتداء أزياء مبهرجة فحسب. |
| Ama üstün gelebilirsin, ve kendinizi Tanrısal yapabilirsiniz. | Open Subtitles | و لكن يمكنك أن تسود و تجعل نفسك مقدسا |
| Daha çok, Tanrı'nın biz bireylerin mükemmeliğinde tezahür ettiği öğretilir ve bütün ömrümüzü Tanrısal, mükemmel kendimiz olma yolunda karşımıza çıkan kötü karmaları yok etmek için mücadele ederek harcarız. | TED | ولكن تعلمنا أن الإله يتجلى كتعبير عن الكمال في كل منا كأفراد، وأننا نقضي حياتنا ونحن نحاول إزالة العواقب السيئة التي تقف في طريق وصولنا إلى صورتنا الكاملة الإلهية. |
| Bence, peygamberlerin Tanrısal güce bir çeşit korkutucu erişim gücü vardır ve onlar içlerine dolan bu şuuru kullanarak kelimelere dökmektedirler. | Open Subtitles | هذه الخبره الروحيه الموجهه لك بالنسبة لي النبي حصل على نوع من الوصول الاستثنائى المختصر للسلطة الإلهية وهو يَستخدم هذا الوعي الذى يسرى كالفيضان فى جسده ويبدع الكلمات |
| Tanrısal göreviniz bütün iblisleri yok etmektir. | Open Subtitles | ولايتكم الإلهية جرفت كلّ الشياطين. |
| Tanrısal vasıfları olan bir silah. | Open Subtitles | .. السلاح مشحونٌ بالقوة الإلهية |
| Muazzam ölçülerde Tanrısal bir mühendislik. | Open Subtitles | . هندسة إلهية بمقياس مذهل |
| Dee'nin Tanrısal bir öngörüsü varken bana sormana gerek yok. | Open Subtitles | (دي) لديه بصيرة إلهية أنتَ لست بحاجة لسؤالي. |
| Yani, onlar Tanrısal güce sahip. | Open Subtitles | أقصد , أن لديهم قدرات خارقة |
| Bir neyi Tanrısal güç olmalı. | Open Subtitles | إنه يملك قوى خارقة |
| Konuşan bir koç vardı, Tanrısal bir varlıktı. | Open Subtitles | كان هناك كبش ناطق لقد كان مقدسا |