| Alman hizmetli katili gördüğünü söyledi ve Poirot'ya tarif etti. | Open Subtitles | الخادمة الالمانية قالت انها رات القاتل. اعطت بوارو وصف له |
| Bir keresinde bir sivil toplum örgütünden birisi bana bunu karanlıkta bowling oynamak olarak tarif etti. | TED | أحد الأشخاص من المنظمات الطوعية وصف ذلك بأنها مثل لعب البولينج في الظلام. |
| Annenin çantasını bile tarif etti, 9 yaşındayken ona aldığın çanta. | Open Subtitles | ، حتّى أنه وصف حقيبتها . تلك الحقيبة الّتي ابتعتها لها حينما كنتي بالتاسعة |
| Saldırgan, buraya gelen ve avucunun içiyle onu iyileştiren birini tarif etti. | Open Subtitles | وصفت البندقية رجلا الذي نزّل وأشفاه بنخلة يدّه. |
| İlk kurban, jip süren orta yaşlı beyaz biri olarak tarif etti. | Open Subtitles | بدون شهود معتمدين؟ اول ضحية وصفت مطلق النار بشخص عادي في منتصف العمر في سيارة رياضية |
| Adamı beyaz, gözlüklü, asker tıraşlı siyah ceket giyen tıknaz biri olarak tarif etti. | Open Subtitles | وصفه كذكر أبيض يلبس نظارات ووشعره قصير وممتلئ الجسم ويلبس سترة سوداء |
| Arkadaşım bunu bir uyanış olarak tarif etti, ama mutlu bir uyanış. Çünkü tüm tanıdıklarım beni görmek için sırada bekliyordu, ama ben ölmemiştim. Sadece kitap imzalıyordum. | TED | صديقي وصفها بيقظة، لكن سعيدة لأن جميع من أعرف كانوا هناك في الصف ليروني، لكني لم أكن ميت. كنت أوقع الكتب. |
| tarif etti, ben de modelini yaptım. | Open Subtitles | و بناء على وصفة صنعت هذا النموذج من أجلك سيدى |
| Üzerlerinde uçuşan ustura gagalıların sesini ağustos böcekleri gibiydi diye tarif etti. | Open Subtitles | لقد وصف صوت الطيور البحرية بأنها تحلق فوقهم كصوت الزيز |
| Taşıdığı belirtileri bana tarif etti. Duymak ister misin? | Open Subtitles | لقد وصف حالتها لى اتريدين ان تسمعيها ؟ |
| Mağarayı mükemmel tarif etti. Oraya gitmiş olmalı. | Open Subtitles | لقد وصف الكهف بدقة لقد كان هناك بالفعل |
| Hepsi de kimliği bilinmeyen kadını aynı şekilde tarif etti. | Open Subtitles | كل منهم أعطى وصف متماسك للمرأة الغامضة |
| Kurtulan tek öğrenci katili otoriter ve kahkahalar atan birisi olarak tarif etti. | Open Subtitles | "والناجي الوحيد من الطلاب المميزين.." "وصف القاتل بالصياح والتسلط" |
| Tüm görgü tanıkları bu ikisini tarif etti. | Open Subtitles | وصف كل الشهود وصف المجرمين الاثنان فقط. |
| Çocukların eşkalini sorduğumda sürekli farklı şeyler tarif etti durdu. | Open Subtitles | حينما سألته عن وصف الأولاد الآخرين... ظلّ يغيّر الوصف. |
| Connie Mayers sadist bir tecavüzcüyü tarif etti, tıpkı William gibi. | Open Subtitles | كوني مايرز وصفت مغتصبا مستثارا بالغضب تماما مثل ويليام |
| Öteki kurban, kırk yaşlarında beyaz bir adamı tarif etti. | Open Subtitles | تلك الضحية وصفت رجلا ابيض في الاربعينيات من عمره |
| Mümkün olmadığını biliyorum ama burayı tarif etti. | Open Subtitles | أعرف أن هذا غير ممكن لكن هذا هو المكان الذى وصفه |
| O kayıp anını bana şöyle tarif etti. | TED | وبالتالي هذه هي الطريقة التي وصفها تلك اللحظة من الخسارة بالنسبة لي. |
| tarif etti, ben de modelini yaptım. | Open Subtitles | و بناء على وصفة صنعت هذا النموذج من أجلك سيدى |
| Kurban konuşamıyor ama tanıklar saldırganı tarif etti. | Open Subtitles | إنّ الضحيّةَ غير قادر على كَلام، لكن وَصفَ الشهودُ المُهاجمَ |