| Cinayet alışkanlık olmuştu. Saçma sapan konularda tartışırlardı. | Open Subtitles | القتل أصبح عادة رجال يتشاجرون من أجل لا شيء |
| Babam bir sanatçıydı ve annemle... sürekli para hakkında tartışırlardı. | Open Subtitles | أبي كان ممثل مسرحي هو وأمي كانوا يتشاجرون حول المال وأقسمت أنني عندما أكبر سأكون مع شخص لديه أموال كثيرة |
| Evet ama...bazen tartışırlardı ama Vernon asla böyle bir şey yapmaz. | Open Subtitles | , أجل، كانا يتجادلان لكن لم يكن (فيرنون) ليفعل شئ كهذا |
| Babalık'la babam basketbol hakkında o kadar tartışırlardı ki canım oynamak istedi. | Open Subtitles | كنت أسمع"بوب" وأبي يتجادلان بشأن كرة السلة, كان ذلك يدفعني للعب. |