| - Evet biliyorum, var. Ben bunu tartışmıyorum. - Benim yapmaya çalıştığım... | Open Subtitles | ـ هُناك سوابق ـ أعلم بذلك و أنا لا أناقش هذا |
| Daha fazla tartışmıyorum. | Open Subtitles | ولن أناقش هذا الأمر أكثر من هذا |
| Aslında asla içine oturmamamı söyledin, ama tartışmıyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة قلتِ "لن تجلسي بها أبداً" و لكنني لن أناقش |
| Önceliği tartışmıyorum. Yöntemi ve çıkarları tartışıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أجادل الأولوية، ولكن الأسلوب والفاعلية. |
| Bak. Ne yapılacağı konusunda tartışmıyorum, yapamam. Bunu ben yapamam. | Open Subtitles | انظر، لست أجادل عمّا ينبغي فعله لكني لا أستطيع، لا أستطيع فعل ذلك، ليس أنا |
| İyi biri olduğunu tartışmıyorum. | Open Subtitles | انا لا أجادل أمرّ كونه شخص صالح مِن عدمه |
| tartışmıyorum zaten! | Open Subtitles | لا أجادلك! |
| Tamamen uydurma bir şeyin sonuçlarını tartışmıyorum. | Open Subtitles | لن أناقش نتائج هي عبارة عن محض اختلاق. |
| Kızı tavlayıp tavlayamayacağımı tartışmıyorum. | Open Subtitles | لن أناقش كفائتي في استمالتها |
| Bunu tartışmıyorum. | Open Subtitles | لن أناقش هذا أيضاً |
| Seninle davaları tartışmıyorum. | Open Subtitles | أنا لن أناقش القضايا معكِ |
| neden? bunu tartışmıyorum | Open Subtitles | -أنا لن أناقش هذا |
| Ben seninle tartışmıyorum ki! Tartışıyor muyum? | Open Subtitles | إننى لا أجادل معك هل ترانى أجادل |
| Bunu kaç kez söylemeliyim. tartışmıyorum. | Open Subtitles | كم مرة عليَ أن أقول لك بأنني لا أجادل |
| Bizim oğlanın yeteneklerini tartışmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أجادل بشأن مهارة الولد |
| tartışmıyorum. | Open Subtitles | أنا لن أجادل. - هذا كلام جميل |
| - Bay Brandt, tartışmıyorum. | Open Subtitles | -السيد براندت،أنا لا أجادل |
| - Tartışmalı mısın? - tartışmıyorum. | Open Subtitles | -أنا لا أجادل, أنا لا أجادل ! |