| Onlar güç santrallerini kontrol eden yükleyici aleti tasarlayan savunma müteahhitleri. | Open Subtitles | انهم وكلاء الدفاع الذين صمموا جهاز الصاعق ليسيطر على المفاعلات النووية |
| Onlar güç santrallerini kontrol eden yükleyici aleti tasarlayan savunma müteahhitleri. | Open Subtitles | إنهم المتعاقدون مع وزارة الدفاع الذين صمموا جهاز الصاعق المسيطر على المفاعلات |
| Gelsene. Umarım beğenirsin. Tüm mobilyaları tasarlayan sensin ne de olsa. | Open Subtitles | أرجو أن تعجبك، لقد قمت بتصميم كافة الأثاث |
| Lincoln Anıtını da tasarlayan kişi. | Open Subtitles | نفس الشخص الذى قام بتصميم نصب لينكولن التذكارى |
| Yeni nesil hiper-sürücüleri tasarlayan takımın bir parçasıydı. | Open Subtitles | لقد كانت جزء من الفريق الذى ساعد فى التصميم من أجل الأجيال القادمة للقيادة العليا |
| Eğer Cole Center ile probleminiz varsa, bence onu tasarlayan kaçıkla görüşmelisiniz-- mimar- | Open Subtitles | إن كنتما متمسكين بمشاكل حول المبنى، فيجدر بكما أن تبحثا عن المجنون الذي صممه المصمم... |
| Bu tür şeyleri tasarlayan ekibin bir parçasıydım. | Open Subtitles | كنت من الفريق الذي صممها |
| Planları tasarlayan firma, iki hafta önce, ikinci dereceden bir güvenlik ihlali yaşamış. | Open Subtitles | الشركة المصممة للمخططات حدث بها إختراق أمني قبل أسبوعين |
| Bu virüsü tasarlayan insanlar bizi değiştirmek istiyor. | Open Subtitles | الأشخاص الذين صمموا الفايروس أرادوا تغييرنا |
| Tanıtımı tasarlayan herkesin ismini anons edeceğim. | Open Subtitles | سأعلن عن اسماء الجميع الذين صمموا طرح النموذج التجريبي. |
| Tanıtımı tasarlayan herkesin ismini anons edeceğim. | Open Subtitles | سأعلن عن اسماء الجميع الذين صمموا طرح النموذج التجريبي. |
| Kuantum bilgisayarları için telnoloji tasarlayan bir şirkette çalışıyorum. | Open Subtitles | فأنا أعمل لصالح شركة تقوم بتصميم تقنيات للكمبيوترات الكمية |
| Kitabın anafikri yeterince çeşitlilik olmadığıdır, bu yüzden şehri tasarlayan insanlar ara sıra tamamen yeni bir insan yaratıldığını garantiye almaktadırlar. | TED | سير الأحداث في الكتاب هو عدم وجود تنوع بصورة كافية، لهذا فإن الناس الذين قاموا بتصميم المدينة أكدوا أنه بين الحين والآخر يخلق شخصا جديدا. |
| Altın Köprü Geçit'ini tasarlayan adam. | Open Subtitles | إنه هو الرجل الذي قام بتصميم (جسر (جولدن جيت |
| Giydiğim kıyafeti tasarlayan tasarım ekibindeydim. | Open Subtitles | لقد كنت في فريق التصميم لتلك البدلة التي كنت أرتديها. |
| Bu çocuğun mu? Bu kaleyi ilk tasarlayan benim babamdı, senin de büyükbaban. | Open Subtitles | لأن التصميم الأساسي ملك لجدك لكنهلميكمله... |
| Yates bazı kısımlarını tasarladı. Ama asıl tasarlayan benim. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} هندس (يايتس) بعض الجوانب منه، لكن أنا من صممه. |
| Babam bunu tasarlayan adamın çırağıymış eskiden. | Open Subtitles | -أبي عمل للرجل الذي صممه . |
| Kliniğinizde kullandığınız bir sloganı alıp insanlara yardım etmek için tasarlayan ama sonradan delice bir işkence mantrasına dönen bir koca hakkında ne düşünürsün? | Open Subtitles | ما هو شعورك حيال زوجك. الذي أخذ شعار عيادتك لعلاج الأدمان، المصممة لمساعدة الناس، وحولها... |
| Tabii ki hayır. İlk yapacağımız Hidra'yı tasarlayan Roni Eimacher'ı bulmak. | Open Subtitles | إسمع، الخطوة الأولى هي إيجاد الرجل الذي صمّم "الهيدرا" : |
| Motorlu taşıt bürosuna gittiğinizde sizin vereceğiniz karar üzerinde, o formu tasarlayan kişinin çok büyük bir etkisi olacak. | TED | عندما تذهب لإدارة المرور، فأن الشخص الذي صمم الطلب لديه نفوذ ضخم على ما ستتنهي بفعله. |
| Astronotların hayatını kurtarmak üzere deney tasarlayan 16 yaşındaki bir lise öğrencisi nadir bir olay, bir çocuk deha gibi görülebilir. | TED | فتاة بعمر السادسة عشر تصمم تجربة حمض نووي لحماية أرواح رواد الفضاء قد تبدو شيئاً نادراً، علامة مميزة لطفلة عبقرية. |