| Bak ne diyeceğim, muhtemelen Tatları çok daha güzel olacaktır. | Open Subtitles | سأخبرك ماذا على الارجح ان طعمها يبدو اكثر لذة |
| İyi de, neden insan göndermek isteyeyim? Tatları hiç güzel değildir ki. | Open Subtitles | ولماذا أرسل بشراً إن طعمهم سيء علي كل حال |
| Yakıyorlar, karıştırıyorlar ve bütün Tatları hayata geçirmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | هم يحرقون ويخلطون ويصنعون جميع النكهات الحية |
| Adları değişik ama, bence Tatları hep birbirlerine benziyor. | Open Subtitles | بالرغم من الأسماء أظن أن مذاقهم لا يختلف |
| Tatları aynı fıstık gibi ama artık balık parçalarından yapıldılar. | Open Subtitles | طعمه مثل الفستق لكنه مصنوع من السمك المعاد تكوينه |
| - Tanrım. - Endişelenecek bir şey yok. Eminim Tatları iyidir. | Open Subtitles | لا شئ تقلق حياله أنا متأكد أن المذاق ما زال جيد |
| Acının ve hüznün tadına öyle uzun zaman baktım ki daha güzel Tatları hatırlamak çok zor. | Open Subtitles | لقد تغذيت لفترة طويلة على الألم والحُزن.. من الصعب تذكر مذاق أحلى.. |
| On numara! Yeni tatlar üzerinde çalışıyorum. Birinin o Tatları kontrol etmesi gerek. | Open Subtitles | أنا أعمل على نكهات جديد و بحاجة لمن يتذوقها |
| Tatları nasıl olur diye merak edip de gazozları hiç karıştırmadım. | Open Subtitles | ولم أخلط نوعين من المشروبات الغازية لأرى كيف سيكون طعمها |
| Çürük fındık gibi Tatları vardı. | Open Subtitles | لقد كان طعمها مثل الفول السوداني العفِن. |
| Tatları mikrodalgada pişirilmiş gibi. | Open Subtitles | طعمها كأنها مطهوة في الميكرويف بدلا من مخبوزة |
| Yanına salata sosu koyunca, Tatları aynı tavuğunki gibiymiş. | Open Subtitles | أسمع أن طعمهم يكون كالدجاج عند إضافة بعد التوابل |
| Sana püf noktasını açıklayım, eğer rahatlatırsam Tatları çok daha güzel olur. | Open Subtitles | أحب أن أشرح العملية ، لأنني ، تعلم ، أشعر . أنهم مسترخيين أكثر ، يصبح طعمهم أفضل |
| Ama o gece, Tatları hindiden daha güzeldi. | Open Subtitles | لكن تلك الليلة، كان طعمهم أفضل من الديك الرومي |
| Tatları başka yerlerden, sanki şeyin arkasında gizli bir geçitten geliyor gibi neydi adı? | Open Subtitles | النكهات تأتي من مكانٍ آخر، مثل ممرّ سرّي في الجزء الخلفي من... ماذا يُدعى؟ |
| Meksika biberi diğer Tatları bastırmıyor. | Open Subtitles | الـ"جلابينو ليست غالبة على النكهات الأُخري |
| Eminim güveç içinde Tatları daha iyidir. | Open Subtitles | أراهن بأن مذاقهم طيّب في الحساء. |
| Balık ve Cips istiyorum, Bunların Tatları Tamamıyla boka benziyor. | Open Subtitles | أريد سمكًا ورقائق البطاطا. إن هذا طعمه كالقذارة. |
| Sahi mi? Ama biz aynı içi ikisi için de kullanıyoruz. Farklı reaksiyona girdikleri için de Tatları farklı oluyor. | Open Subtitles | ونحن نستعمل نفس الحشوة لكلاهما بسبب التغير في المذاق لها |
| Fazla şeker kahveden alacağınız farklı Tatları zayıflabilir. | Open Subtitles | السكر سيزيل مرارة القهوة لكن الكثير منه سيزيل مذاق القهوة ايضا |
| yeni sakız Tatları veya Coca Cola için yeni tatlar geliştirirken izlemek, Kosovalılar ve Batı Sahra'daki Sahraviler için yeni stratejiler geliştirmeme yardımcı oldu. | TED | وهم يطورون نكهات جديدة لعلكة " ريلي " ونكهات جديدة " للكولا " والتي ساعدتني اكتشاف استراتيجيات حل جديدة للكوسوفين وللصحراوين في الصحراء الغربية |
| Tatları çok şey nahoş. | Open Subtitles | انها حقا تعجبهم اكثر من... اها, غير سعيدة نوعا ما |
| Mutant sürüngenler ve yüzergezerler yeni ve önceden sunulmamış damak Tatları sunuyor. | Open Subtitles | .الزواحف والبرمائيات المعدّلة .لديها طعم جديد ولا يمكن تخيل مذاقه |
| Tatları güzel olduğundan herhâlde çocuklar ara sıra onları yiyip kendilerini zehirleyebiliyorlarmış. | Open Subtitles | والتي مذاقها حلو أعتقد، وأحيانا الأطفال يأكلونها، وينتهي المطاف بهم مسمومين، |