| Biliyorsun, cuma unuttun ve pazartesi geldin, hâlâ soslu tavalar var? | Open Subtitles | أتعرف عندما تنسى القدوم يوم الجمعة وتأتي يوم الاثنين، وتجد مقلاة بها صلصة؟ |
| - Ne oldu? Kapı kolu yok! Tahta tavalar, kocaman cam gözler ve şimdi de kapı kolu yok. | Open Subtitles | لا توجد مقابض الباب مقلاة خشبية، عين زجاجية كبيرة و الآن لا توجد مقابض الباب |
| Sadece kavanoz parçaları, paslanmış tavalar, toprak ocak. | Open Subtitles | قطع من تلك الجرّة, مقلاة صدئة, فرن على الأرض |
| Bu tavalar Kardeş Sevgisi şehrinde yapıldı. | Open Subtitles | هذه المقالي مصنوعة في مدينة الحب الأخوي |
| tavalar tezgahın altında. | Open Subtitles | المقالي تحت المغسلة |
| - Çabuk aşçı, tavalar! | Open Subtitles | -بسرعة ايها الطباخ ، المقالي ! |