| tavuğa ilk elini uzatan sen olduğun için dua edeceksin. | Open Subtitles | أنت ستتلو صلاة المائدة لأنك أول من اخذ قطعة الدجاج |
| Evet, Biliyorsun, somon gibi birşey tavuğa göre daha nazik olurdu. | Open Subtitles | ولكن شيئا كسمك السلمون سيكون أكثر أناقه بكثير من الدجاج |
| Evet, Biliyorsun, somon gibi birşey tavuğa göre daha nazik olurdu. | Open Subtitles | ولكن شيئا كسمك السلمون سيكون أكثر أناقه بكثير من الدجاج |
| Böylece, bir süzüntü yaptı, tümörü filtreden geçirdikten sonra elde ettiği sıvı olan bu filtreyi aldı ve onu başka bir tavuğa enjekte etti ve yeni bir tümör elde etti. | TED | قام راوس بالترشيح أخذ السائل الذي حصل عليه بعد ترشيح الورم، وحقنه في دجاجة أخرى، فحصل على ورم آخر. |
| Bu yumurtamobil denen şey döküntü bir araç. tahtadan yapılmış bir bozkır yelkenlisi gibi, ama 350 tavuğa ev sahipliği yapabiliyor. | TED | إيجموبايل أداة متداعية وغريبة هي كمركب شراعي مصنوع من لوحات لكن بداخلة ٣٥٠ دجاجة |
| Evet, dâhi çocuk, bu mecazda, hastaneyi bir tavuğa benzettim. | Open Subtitles | سيدي؟ أجل أيها العبقري, في هذا التشبيه, المستشفى هي الدجاجة |
| Bir erkek; tavuğa, dana etine, soslu patlıcana ihtiyaç duyar. | Open Subtitles | الرجل يحتاج الدجاج عجل والباذنجان بالجبن |
| Diğerlerini bilmem ama ben tavuğa hayır demem. | Open Subtitles | لا أعلم بشأنكم , ولكن أحب أن أتناول بعض الدجاج |
| Buranın tavuğa ihtiyacı olduğunu hep düşünmüşümdür. | Open Subtitles | لطالما فكّرت بأنّ ما ينقص ذلك المكان هو الدجاج |
| Bazen insanlar yemekleri, tadı tavuğa benziyor diye tanımlayabilirler. | Open Subtitles | اعني كما تعلمين .. هنالك اشخاص يصفون الطعام .. مثل ان مذاقه مثل مذاق الدجاج |
| Evet. Mersinbalığının tadı tavuğa benzer, ama balıksıdır. | Open Subtitles | سمك الحفش طعمه كطعم الدجاج شكله كالسمك فحسب |
| Günümüzde, tavuğu yetiştirenler, tavuğa sahip değil. | Open Subtitles | اليوم مزارعوا الدجاج لا يتحكموا في طيورهم |
| Sadece yedi haftada civcivden 2,5 kiloluk tavuğa dönüşünce kemikleri ve iç organları bu hıza yetişemiyor. | Open Subtitles | متي يربوا من الدجاج وخلال سبعة اسابيع يكون لديك دجاجة وزنها 5.5 رطل عظامها واعضائها الداخلية |
| Sen salatayla başla. Ben koyun eti ve tavuğa saldıracağım. | Open Subtitles | تبدأين بالسلطة بينما ألتهم على الدجاج والضأن |
| İyi bir tavuğa benziyorsun iyi tavuğu gözünden anlarım. | Open Subtitles | تبدو دجاجة جيدة و أنا أعرف الدجاجة الجيدة عندما أشاهد واحدة |
| Arabamdaki bıçak üzerindeki kan yemek için kestiğim tavuğa aitti. | Open Subtitles | السكاكين التي كانت في سيارتي وعليهم دماء كان دم دجاجة ذبحتها للعشاء |
| Ben de "S.O.S" oyununda bir tavuğa yenilmiştim. Hoşçakalın. | Open Subtitles | اعرف ما تشعر به هزمتني دجاجة في لعبة سخيفة |
| Pilav fena değildi, ama şunu bil ki... ahtapotun tadı tavuğa benzemiyor. | Open Subtitles | حسنا الارز كان جيدا لكن فقط للتسجيل الاخطبوط لا يتذوق مثل الدجاجة |
| tavuğa işkence etmedim. Tavuklara işkence etmem ben. Deli misiniz? | Open Subtitles | لم أعذب الدجاجة أنا لا أُعذب الدجاج، هل أنت مجنون؟ |
| Bu nesnemiz tadı daha çok tavuğa benzeyen hazır şehriye çorbası! | Open Subtitles | كوب من شوربة المعكرونة، حاليا بطعم أقوى للدجاج |
| Baban fırından çok erken çıkarılmış küçük bir tavuğa benzediğini söylemişti. | Open Subtitles | والدكِ قال أنكِ كنتِ تبدين كدجاجة يافعة خرجت من الفرن مبكراً. |
| Bak, tavuğa benziyor mu? | Open Subtitles | هل هو كالدجاج ؟ |
| - Amy, bu tavuğa yerçekimini anlatmak gibi. | Open Subtitles | أيمي، هذا مثل أن تشرحي الجاذبية إلى دجاجةِ. |
| Baksana, ben zaten soslu tavuğa pek düşkün değilimdir. | Open Subtitles | أنظري ، أنا لست أرغب بالدجاج مع الصلصة على أي حال. |