| Şu anda tek ihtiyacın olan şey dinlenme ironik olarak, tavuk çorbası ve beyaz yağ çiçeğinin iyileştirme gücü. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي تحتاجه هو الراحة في الفراش ومن السخرية، حساء الدجاج و قوى العلاج لـ زيت الورد الأبيض |
| Şimdi gelin. tavuk çorbası ve iyi bir uyku çekme zamanı. | Open Subtitles | والأن هيا , لقد حان وقت حساء الدجاج والنوم في هذه الليلة الهادئة |
| tavuk çorbası yaptım. Bizi daha iyi hissettirmesi gerek. | Open Subtitles | لقد قمت بصنع حساء الدجاج من المفترض انها ستجعلنا افضل |
| Annen doktor tavsiyeli tavuk çorbası yaparken, kanepeye uzanıp bütün gün DVD izleyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الإستلقاء على الأريكة ومشاهدة الأفلام طوال اليوم بينما تأخذ أمك بنصيحة الطبيب و تطبخ لك شوربة دجاج |
| tavuk çorbası yaptım, içine nefret ettiğin otlardan koydum. | Open Subtitles | لقد صنعت لكِ حساء دجاج ووضعت بامية فيه وأعلم انكِ لا تحبيها. |
| Ve genç bayan ne söylediyse iptal et ve ona tavuk çorbası getir | Open Subtitles | و ألغي , أي شيء طلبته الشابة الصغيرة وأحضر لها شوربة الدجاج . |
| Ona da tavuk çorbası ve birkaç kraker, lütfen. | Open Subtitles | وهي ستأخذ كوباً من حساء الدجاج وبعض البسكويت الهش، رجاءً |
| Kahve makinesi bozuktu ben de tavuk çorbası aldım. | Open Subtitles | . مكينة القهوة تعطلت لذا أحضرت حساء الدجاج وبيز |
| Yanında ateşli bir kız olmasa da yataktan çıkmayıp tavuk çorbası mı içecektin? | Open Subtitles | كنت لتمكث في الفراش بصحن من حساء الدجاج حتى لو لم تكن هناك فتاة ثائرة في فراشك؟ |
| Dinle, hastaysan sana tavuk çorbası getirebilirim. | Open Subtitles | اسمعي، إن كنتِ مريضة، فبوسعي إحضار حساء الدجاج لك |
| tavuk çorbası? Çantada o mu vardı? | Open Subtitles | حساء الدجاج أهذا ما كان موجوداً في الكيس؟ |
| Huniden ağzına tavuk çorbası dökerdik. | Open Subtitles | كان علينا ان نصب حساء الدجاج من خلال الانبوب |
| 3 saat ve 3 dakika sonra bana istediğin kadar tavuk çorbası yedirebilirsin, tamam mı? | Open Subtitles | ثلاث ساعات وثلاث دقائق عندها يمكنك أن تطعميني كل حساء الدجاج الموجود بالعالم , حسناً ؟ |
| Bir zamanlar birazcık grip olmuştum ve o bana her gün tavuk çorbası yaptı. | Open Subtitles | وفي ذاك الوقت أصبت بانفلونزا بسيطة و هي تحضر لي لي حساء الدجاج كل يوم |
| Osuran kadın aradı ve hasta olduğunu söyledi, bu yüzden sana tavuk çorbası yapaya geldim. | Open Subtitles | المرأة ذات غازات البطن إتصلت و قالت أنك مريض لذا قد أتيت لأصنع لك حساء الدجاج |
| Kız arkadaşımı görmeye gittim, ve o bana tavuk çorbası yaptı. | Open Subtitles | ذهبت لرؤية خليلتي، وأعدت لي حساء الدجاج. |
| Hepsi komple tavuk çorbası. | Open Subtitles | انها شوربة دجاج |
| - Teresa, bana tavuk çorbası getir. - Tamam. | Open Subtitles | - تيريزا، أحضرى لى شوربة دجاج. |
| tavuk çorbası yaptım. | Open Subtitles | صنعتُ شوربة دجاج. |
| tavuk çorbası. O kadar sevgiyle hazırlandı ki; tavuk bile iyileşti. | Open Subtitles | حساء دجاج معدّ بلُطف، لدرجة أن الدجاج نفسه أحبه |
| Bir tane kızarmış tavuk parası ile bütün aileye yetecek kadar tavuk çorbası yaparım ben. | Open Subtitles | إن سعر الدجاج المقلى غالي عائلتنا يكفيها بالكامل بعض من طاسات شوربة الدجاج |
| Oo, şey... O bir... tavuk çorbası lokantası. | Open Subtitles | اوه انه مطعم لبيع شوربه الدجاج |