| İkincisi, öğrenciler hastayı kendi aileleri, halkları ve kültürleri bağlamında, bütün olarak tedavi ediyorlar, zihinsel ve bedensel olarak. | TED | ثانياً، الطلبة يعالجون المريض كله، عقلاً و جسداً، في سياق عائلاتهم و مجتمعاتهم و ثقافاتهم. |
| Gelişimsel, fiziksel ya da duygusal fark etmiyor, her tür engele sahip hastaları tedavi ediyorlar. | Open Subtitles | انهم يعالجون كل المرضى بكافة انواع الاعاقات ان كانت تطورية جسدية او عاطفية |
| Sadece belirtileri tedavi ediyorlar. | Open Subtitles | هُم يعالجون اﻷعراض بشكلٍ رئيسي. |
| Almanya'da bir klinik var. Kronik ağrıları komaya sokarak tedavi ediyorlar. | Open Subtitles | (هناك عيادة بـ(ألمانيا حيث يعالجون الألم المزمن |
| Humphrey, burada bundan daha az ciddi sorunları bile olan insanları tedavi ediyorlar. | Open Subtitles | همفري) ، إنهم يعالجون الناس هنا) للتقليل من المشاكل هل تريد التسجيل هنا ؟ |
| kendi kendilerini tedavi ediyorlar. | Open Subtitles | و يعالجون أنفسهم |
| - Kendi kendilerini tedavi ediyorlar. | Open Subtitles | -إنهم يعالجون أنفسهم |