| Larrabee ailesinin deli olmayan... ..tek üyesi sıfatıyla, toplantıya... ..devam etmemizi öneriyorum. | Open Subtitles | نظرا لأني العضو الوحيد في عائلة لارابي الذي لم يجن سآخذ على نفسي ان ادعو هذا الاجتماع لكي ينعقد |
| Takımda şöhreti yakalayamamış tek üyesi, veya serveti, veya uyuşturucu bağamlılığı olmayan. | Open Subtitles | العضو الوحيد من هذا الطاقمِ الذي لَمْ يُستمرّْ إلى الشهرةِ، أَو ثروة، أَو مركز تأهيل. |
| Sanırım kimse bunun ne olduğunu bilmiyor çünkü tek üyesi benim. | Open Subtitles | أظن أن أغلبكم لا يعلم ماهو هذا بما أني العضو الوحيد فيه |
| Takımın hayattaki tek üyesi. | Open Subtitles | انه الناجي الوحيد من هذا الفريق |
| Kaliforniya'daki hücrenin hayatta kalan tek üyesi Hazik Halil'di. | Open Subtitles | أين هو الناجي الوحيد من خلية "كاليفورنيا"، (حازيق خليل)؟ |
| Kısa vadede ben ölmüş olurum. Ama Koshkalar'ın tek üyesi ben değilim. | Open Subtitles | على المدى القصير، سأكون ميتًا، ولكنّي لستُ العضو الوحيد في أخويّة (كوشكا) |
| Yüksek sosyetenin varlıklı bir ailesinin hayatta kalan tek üyesi tarafından yapıldı. | Open Subtitles | بُني من قبل العضو الوحيد الباقي على قيد الحياة من عائلة راقية ثرية... |
| Kaplanların tek üyesi sen değilsin. | Open Subtitles | أنت لست العضو الوحيد بين النمور |
| Tespit edebildiğim kadarıyla Cornwallis mürettebatının hayatta kalan tek üyesi sizsiniz. | Open Subtitles | بقدر ما يمكنني التأكد أنت العضو الوحيد الناجي (من طاقم (كورنواليس |
| Pequod'un hayatta kalan tek üyesi. | Open Subtitles | العضو الوحيد الباقي على قيد الحياة. |
| Ve tek üyesi benim. | Open Subtitles | وأنا العضو الوحيد |
| Harmon ailesinin yaşayan tek üyesi. Onu ben aldım. | Open Subtitles | إنها العضو الوحيد المتبقي من عائلة (هارمون) قمت بتبنيها |
| Dostun, One Ball Dokuzlusu'nun hayatta kaldığı bilinen tek üyesi. | Open Subtitles | صديقك هو الناجي الوحيد المعروف من بين قتلى مركز (بول) التسعة |