| Sana yalvarıyorum, lütfen işleri düzeltmek için bir tek şansın var. | Open Subtitles | أتوسل إليك .. أرجوك لديك فرصة واحدة لوضع الأمور بنصابها الصحيح |
| Yaşamak için tek şansın var. Öğrenmek istediğimi söyle, seni bırakırım. | Open Subtitles | لديك فرصة واحدة للحياة أخبرينى بما أريد معرفته وسأدعك تذهبين |
| tek şansın var. Onları geçince arkan dönük kalacak. | Open Subtitles | لديك فرصة واحدة عند مرورك بجانبهم ستكون ظهورهم تجاهك |
| "Tek nefeste tek şansın var." | Open Subtitles | وقال انت لديك فرصه واحده |
| Söyledin. Senin tek şansın var Arglist... | Open Subtitles | لقد أخبرته- (لديك فرصه واحده (ارجليست- |
| Kendini temize çıkarman için tek şansın var o da kızına yardım etmek, lütfen kendin hakkındaki gerçekleri ona anlatın ki onun Todd ile ilgili gerçekleri kavraması kolay olsun | Open Subtitles | لديك فرصة واحدة لتكفر عن ذنبك بان تساعد ابنتك. ارجوك اخبرها الحقيقة عنك |
| Cesetlerinizi şuracığa sermeden önce gerçeği söylemen için tek şansın var. | Open Subtitles | لديك فرصة واحدة لتقول الحقيقة قبل ان نترك جثتكم هنا |
| Beni katil olmadığına ikna etmek için tek şansın var. | Open Subtitles | لديك فرصة واحدة لإقناعي أنّك لست القاتل. |
| Anlaşma yapmak için tek şansın var. | Open Subtitles | لديك فرصة واحدة للموافقة على هذا الاتفاق |
| Bu kadını canlı görmek için tek şansın var. | Open Subtitles | لديك فرصة واحدة لترى هذه المرأة حية |
| Ama beni orgazm edebilmek için tek şansın var... | Open Subtitles | لكن لديك فرصة واحدة كي توصلني للنشوة. |
| 0nu çıkarmak için tek şansın var! | Open Subtitles | لديك فرصة واحدة لإزاحته |
| tek şansın var. | Open Subtitles | لديك فرصة واحدة فقط |
| Pekâlâ, onu vurmak için tek şansın var Dom. | Open Subtitles | حسناً ، لديك فرصة واحدة للهجوم عليهم هنا ،يا (دوم) |
| - tek şansın var. Kullan onu. | Open Subtitles | - لديك فرصة واحدة استغلها |
| Pekâlâ, onu vurmak için tek şansın var Dom. | Open Subtitles | حسنٌ لديك فرصة واحدة للهجوم يا (دوم) |
| Söyledin. Senin tek şansın var Arglist... | Open Subtitles | لقد أخبرته- (لديك فرصه واحده (ارجليست- |