| Savcı suçlamada bulunamamıştı. Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | لم يظفر المدّعي العام بإدانة، هذا كلّ ما أعرفه |
| Başlamadan önce konuşma metnini vereceğini söyledi, Tek bildiğim bu. İlgilendiği şeyin saf bilim olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت أنها ستعطيني المحاضرة مسبقاً هذا كل ما اعرفه ، لقد قالت أن أهتمامها علمي كلياً |
| Dresden. Ona Dresden diye seslendiklerini duydum. Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | " دريسدن " سمعتهم يُنادونه بـ " دريسدن " ، هذا كل ما أعلمه |
| Tek bildiğim, bu sabah yayınlanan hikayenin doğru olmadığıdır ve ve bunu sadece ben söylemiyorum hikayelerini dayandırdıkları kişinin soruşturma kurulundaki gizli ifadesi de bunu doğruluyor. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أن المقال الذي نشروه هذا الصباح غير صحيح و تم تأكيد عدم صحته |
| Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | هذا جلّ ما أعرفه. |
| Telefon faturama bak. Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | راجع فاتورتي هذا هو كل ما أعرفه |
| Tek bildiğim bu. Ama acele etseniz iyi olur, bir yerde uzun süre kalmıyor. | Open Subtitles | هذا كل ما أعرف ,من الأفضل أن تسرع فهي لا تبقى كثيراً في أي مكان |
| Tek bildiğim bu. Beni Jonesy'nin menziline getirirsen bilmemiz gerekenleri öğreniriz. | Open Subtitles | هذا كل ما أعرفه الآن ضعنى و حسب فى مدى جونزى |
| Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | هذا كل ما اعلم. |
| Hayır, kusura bakmayın. Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | -كلّا، آسفة، هذا كلّ ما أعرف |
| Burada çalışmıyor ama görüşmem lazım, Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | هو لا يعمل هنا، لكن من المفترض أن ألتقيه، هذا كلّ ما أعلم |
| Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | هذا كُل ما أعرفه. |
| Güney yolundan gittiler. Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | لقد سلكوا الطريق الجنوبي هذا كلّ ما أعرفه |
| Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | هذا كلّ ما أعرفه |
| Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | هذا كلّ ما أعرفه. |
| Köln'de değil. Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | ليس في كولونيا هذا كل ما اعرفه |
| Şimdi de buradayım. Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | ووجدت نفسى هنا هذا كل ما اعرفه |
| Tek bildiğim bu. Kahrolsun! | Open Subtitles | هذا كل ما أعلمه , اللعنة |
| Tek bildiğim bu adam benimle sadece arkadaş olma niyetinde değil. | Open Subtitles | كل ما أعرفه ,أن ذلك الشخص لا يريد أن يكون مجرد صديق لى. |
| Tek bildiğim bu, yemin ederim. | Open Subtitles | أقسم أن هذا هو كل ما أعرفه |
| Ben böyle yaşıyorum. Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | هكذا أعيش هذا كل ما أعرف |
| Ve sanırım o da seni aradı. Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | ومن ثم اعتقد أنه اتصل بك هذا كل ما أعرفه |
| Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | هذا كل ما اعلم. |
| Kuzeyliydi, Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | كانت من الشمال، هذا كلّ ما أعلم. |
| Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | هذا كُل ما أعرفه |
| Seviyorum ve yardım etmek istiyorum, Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | أنا أحبّه وأريد مُساعدته، وهذا كل ما أعرفه |
| Tek bildiğim bu parçanın sonunda erkek, kadın, yani sadece erkek ve kadın herkesin tahrik olmasını istiyorum. | Open Subtitles | كل ما أعلم بأنني أريد الأعضاء الجنسية لكل رجلٍ وامرأة وحسنٌ, الرجل والمرأة فحسب, |
| Tamam tamam, 18iyle ilgili bir şeyler duydum. Ama Tek bildiğim bu. | Open Subtitles | حسنا,حسنا, سمعت كلام عن اليوم الثامن عشر, هذا كل ما اعرف |