| Bu anlaşmadan geriye kalacak tek delil gizli departman olarak adlandırılan çok özel ve ortaya çıkması çok zor bir hukuki dosya olacak. | Open Subtitles | الدليل الوحيد الذي سيبقى لهذه الصفقة سيكون مستندات قانونية غالية جدا يطلق عليها القسم السري |
| Sahip olduğun tek delil, başka bir şeyin kanıtı. | Open Subtitles | الدليل الوحيد الذي لديك هو دليل على شيء آخر |
| - İhtiyacım olan tek delil elimde: Ölüm sertifikası. | Open Subtitles | الدليل الوحيد الذى احتاجة حصلت عليه. |
| Onları hissettiğinde, gördüğün tek delil o hislerini destekleyen delillerdir. | Open Subtitles | بمجرد ان تشعر بها فان الدليل الوحيد الذى تراه هو الدليل الذى يدعم حدسك - الطبيعة البشرية |
| elimizdeki tek delil başka yerde olduğunu kanıtlayan sevgilisine ait. | Open Subtitles | ،المطبخ قد فاض الدليل الوحيد الذي لدينا |
| O tek delil, Vero. | Open Subtitles | إنهم الدليل الوحيد. |
| Bu telefon, bu adamın Vargas'la çalıştığını gösteren tek delil mi? | Open Subtitles | ذلك الهاتف هو الدليل الوحيد على هذا الرجل كان يعمل مع (فارجاس)؟ |
| Bana karşı tek delil ikinci dereceden olduğunu. | Open Subtitles | أن الدليل الوحيد ضدي هو ظرفي |