| Ama bana her bakışında tek gördüğüm şey öfke. | Open Subtitles | لكن في كل مرة تنظر إليّ كل ما أراه هو الغضب |
| Gözlerimi kapadığımda tek gördüğüm şey, ...adımızın yanında kibritle yakılmış bir molotof kokteyli. | Open Subtitles | كل ما أراه عندما أغلق عيناي هو اسمنا و كوكتيل "مولوتوف" مشعلل بعود مثقاب. |
| tek gördüğüm şey tuğlalar. | Open Subtitles | كل ما أراه هو القرميد |
| Ama beşinci kata ulaştığımda, tek gördüğüm şey cesetlerdi. | Open Subtitles | لكن عندما وصلت الى الطابق الخامس كل ما رأيته كان جثثا |
| O anda tek gördüğüm şey patlamaydı. | Open Subtitles | في تلك اللحظة، ما رأيته كان إنفجار، مثل "بام!" |
| Gözlerimi kapatıyorum ve tek gördüğüm şey senin de buna dahil olduğun Rachel. | Open Subtitles | أعني أنا أغلق عيني ريتشل وكل ما أراه هو أنتِ بذلك الدور |
| Umarım iyi görünürüm, çünkü aynaya baktığımda tek gördüğüm şey beyaz bir bulantı. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون صورتي جيدة, لأنني عندما أنظر للمرآة, لا أرى سوى عتامة بيضاء. |
| Çünkü sana baktığımda tek gördüğüm şey sorular. | Open Subtitles | لأني كل ما أنظر اليك لا أرى سوى الأسئلة |
| tek gördüğüm şey tuğlalar. | Open Subtitles | كل ما أراه هو القرميد |
| Çünkü, orada tek gördüğüm şey fitili alev almış bir hatundu. | Open Subtitles | لأن كل ما رأيته كان ل يحق للشخص مجنون. |
| tek gördüğüm şey kesilmiş eller, kanlı kollar. | Open Subtitles | ما أراه هو أيادي مقطوعة، و أطراف مبتورة تنزف دماء |