| Tetikleyicilerin yerini bilen tek kişiyi kamyonetin dışına çıkarmanın nedeni nedir Michael? | Open Subtitles | ماذا , قررت قتل الشخص الوحيد الذي يعلم اين المفاعلات . مايكل |
| Sevdiğim tek kişiyi. Bunu herkesin iyiliğini gözetmek için yaptım. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي أحبه لكي أحافظ على المصلحة الأفضل للجميع. |
| Onları hizada tutabilecek tek kişiyi, kıyamet kopmadan geri getirmek için. | Open Subtitles | اعادة الشخص الوحيد الذي ابقاهم على الخط قبل ان تعم الفوضى |
| Görmem gereken tek kişiyi görüyorum zaten. | Open Subtitles | انا الان ارى الشخص الوحيد الذى احتاج رؤيته. |
| Şu an güvenebileceğim tek kişiyi. | Open Subtitles | بالشخص الوحيد الذي يمكنني الوثوق به الان |
| Çok geç olmadan bunu durdurabilecek olan tek kişiyi bulmaya. | Open Subtitles | لإيجاد الشخص الوحيد القادر على مساعدتي في إيقاف هذا قبل فوات الأوان |
| Ve sen onu durdurabilecek tek kişiyi tutukluyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تحبس الشخص الوحيد الذي قد يستطيع إيقافه. |
| Çalışır durumda arabası olan tanıdığım tek kişiyi aradım; | Open Subtitles | استدعيت الشخص الوحيد الذي أعرف الذي لديه واحدة تعمل بالفعل |
| Adam, gerçek kimliğini bilen tek kişiyi ortadan kaldırdı. | Open Subtitles | ليقضي على الشخص الوحيد الذي يعرف هويته الحقيقية. |
| Senin havalı olduğunu düşünen.... ...tek kişiyi de kendinden soğuttuğunun farkında mısın? | Open Subtitles | أأنت تدرك ان تنفر الشخص الوحيد الذي يظن انك مرح؟ |
| Herkes hayatta kaldığına sevindi. Sen de sevinmeyen tek kişiyi görmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | الكل سعيد بأنك حيّ , وترغب في رؤية الشخص الوحيد الذي ليس سعيدًا بهذا ؟ |
| Artie, Thorngate'in şifresini çözemediği için çözebilecek tek kişiyi buldu. | Open Subtitles | لم يستطع آرتي فك شيفرة ثورنغايت بنفسه، فوجد الشخص الوحيد الذي يمكنه ذلك. |
| Aklımı oynatacağımı bildiği tek kişiyi seçti. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي علمت أنه سيرسل، عقلي مباشرة إلى لايما. |
| Bana iyi davranan tek kişiyi geri çeviremem. | Open Subtitles | لا أستطيع إلغاء الشخص الوحيد الذي كان لطيف معي |
| Gerçek bir ilişki kurduğu tek kişiyi daha yeni kaybetti. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي كان رفيقاً معه قد مـــــات ٌ |
| Benim için bir şeyler ifade eden bana yalan söylemeyen, beni seven tek kişiyi kaybettim. | Open Subtitles | ولقد فقدت الشخص الوحيد الذي يعني شيئاً لي والذي لم يكذب على قط، الذى أحبني |
| Eli kulağındaki kıyameti durdurup doğmamış çocuğunun hayatını kurtarabilecek tek kişiyi bulabilmek için Karanlık Orman'ın sınırlarına geldik. | Open Subtitles | نحنُ على مشارف الغابة المظلمة نسعى لإيجاد الشخص الوحيد الذي بوسعه إيقاف هلاكنا الوشيك |
| Sana değer veren tek kişiyi kendinden uzaklaştırıyorsun. | Open Subtitles | أعرفك إنك رميت الشخص الوحيد الذى إهتم بكٍ |
| Şu an güvenebileceğim tek kişiyi. | Open Subtitles | بالشخص الوحيد الذي يمكنني الوثوق به الان |
| Hayır, durumu kurtaracak tek kişiyi içeri göndererek bunu Claire yaptı. | Open Subtitles | لا، (كلير) فعلت الأفضل بإرسال الشخص الوحيد القادر على حل المشكلة |
| Bombalamadan sağ kurtulan tek kişiyi sorgulamama izin vereceklerini sanmıyorum. | Open Subtitles | من المستحيل أن أحصل على ترخيص باستجواب الضحية الناجية الوحيدة من مهمّة تحولت لمجزرة |