| Annem yanımda olmasa da korkmadan uyuyabildiğim tek yer burası. | Open Subtitles | هذا هو المكان الوحيد الذي أستطيع النوم فيه دون خوف |
| Buradayım, çünkü kablosuz bağlantı sinyallerinin çektiği tek yer burası. | Open Subtitles | أنا هنا لانه المكان الوحيد الذي يوجد فيه اتصال لاسلكي. |
| Hepsi burada. Görünüşe göre, okulun alabileceği tek yer burası. | Open Subtitles | جميعها هنا، يبدو أنّ المدرسة هي المكان الوحيد الذي قدمها. |
| Çünkü etraftaki az da olsa korunaklı tek yer burası. | Open Subtitles | لأن هذا هو المكان الوحيد هنا المحمي إلى حد ما |
| Hiç. Gecelerimin çoğunu burada geçiriyorum. Mutlu olduğum tek yer burası. | Open Subtitles | لاشيء ، أقضي معظم الليالي هنا إنه المكان الوحيد حيث أكون سعيدا |
| Saat geç, evden çıkmam lazımdı, ve bu saatte açık tek yer burası. | Open Subtitles | تأخر الوقت و أردت الخروج من المنزل و كان هذا المكان الوحيد المفتوح |
| Üçümüz de uygun olduğumuz tek yer burası olduğu için bu şirketleri kurmaya karar verdik. | TED | وكلنا قررنا أ، نبدأ هذه الأشياء لأنه المكان الوحيد الذي يناسبنا |
| Artık hiç umutları kalmadığında gelebilecekleri tek yer burası. | Open Subtitles | إنه المكان الوحيد , الذي يستطيعوا أن يأتون إليه .لو لم يتبقى لهم أى امل |
| Bahisçimin beni bulamayacağı tek yer, burası. | Open Subtitles | هذا المكان الوحيد الذي لا يمكن لمدبر رهاناتي ايجادي فيه |
| Bakabileceğimiz tek yer burası değil. | Open Subtitles | إن هذا ليس المكان الوحيد الذي يمكننا البحث فيه |
| Gelmiş olabileceği tek yer burası. | Open Subtitles | هذا هو المكان الوحيد الذي كان ليذهب إليه. |
| Başlamak için tek yer burası. | Open Subtitles | سحقاً، إنه المكان الوحيد الذي لدينا لنبدأ به |
| Rahat rahat sigara içebileceğim tek yer burası da ondan. | Open Subtitles | انه المكان الوحيد الذي استطيع التدخين منه من غير عقوبة جيلياني 10 سنوات |
| Bir lokma yemekten zevk aldığım tek yer burası. | Open Subtitles | فهذا هو المكان الوحيد الذي أتمتع فيه بالأكل |
| Güvende olduğumuzu bildiğimiz tek yer burası. | Open Subtitles | هذا هو المكان الوحيد الذي نكون بأمان فيه |
| Ve senin de aklına gelen tek yer burası mı? | Open Subtitles | وهذا هو المكان الوحيد تستطيعين التفكير بالمجئ إليه ؟ |
| 6 yıllık hapisten sonra onun bildiği tek yer burası. | Open Subtitles | بعد ست سنوات في السجن هذا المكان الوحيد المألوف لديه. ذلك مهم. |
| Kilometreler boyunca insanın kendini rahatlatabileceği tek yer burası maalesef. | Open Subtitles | في الحقيقة، أخشى بأن مسكنّك هو الوحيد الذي يمكن لرجلٍ أن يختلي بنفسه لأميالٍ عدّة |
| Bu yıldızlarda yaşayan en büyük ırktan kalan tek yer burası. | Open Subtitles | هذا المكان هو كل ما تبقى من اعظم الشعوب التى استعمرت النجوم |