| Kendini kanıtlayana ve bir Tekboynuzu öldürmenin bedelini ödeyene kadar lanet ortadan kalkmayacak. | Open Subtitles | حتى تثبت نفسك , وتعوض قتل وحيد القرن سوف تبقى اللعنة |
| Tekboynuzu öldüren birinin lanetleneceğini kendi ağzınla söyledin. Mantıklı geliyor. | Open Subtitles | بأن سوء الحظ سيأتي إلى من يقتل وحيد القرن , يبدو منطقياً |
| Bir Tekboynuzu öldüren kişi kalbindeki saflığı ispatladığı zaman tekboynuz yeniden hayata döner. | Open Subtitles | عندما يثبت من يقتل وحيد القرن نفسه بأنه صافي القلب سيعيش وحيد القرن مجدداً |
| Bugünlerde ucuz bir panayır hilesiyle halk gerçek bir Tekboynuzu tanıyabilir. | Open Subtitles | في هذه الأيامِ ، يتكلف الأمر كرنفال رخيص لجَعْل الناسِ يَتعرفونَ على وحيدة القرن الحقيقية |
| Bir Tekboynuzu bile kurtaramayacaksa sihirbazlığın ne işe yarayacak? | Open Subtitles | و ما فائدة إستعماله إذا لم يستطع إنقاذ (وحيدة القرن)؟ |
| Tekboynuzu öldürerek bir lanetin kapılarını açtın. | Open Subtitles | عندما قتلت وحيد القرن , قد أطلقت لعنة |
| Eleanor Memphis'in Tekboynuzu. | Open Subtitles | إلينور هي وحيد القرن للممفيس |
| Tekboynuzu da yediler. | Open Subtitles | أكلوا وحيد القرن |
| Arthur, bir Tekboynuzu öldürmekten nasıl zevk alıyor anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم مدى سرور ( آرثر ) ْ بقتل وحيد القرن |
| Tekboynuzu öldürdüğün zaman Anhora'yı ormanda gördüm. | Open Subtitles | عندما قتلت وحيد القرن رأيت ( أنهورا ) في الغابة لماذا لم تقل اي شيء ؟ |