| Tek gecelik ilişkilerden bıktım artık gerçi hala teklifler almıyor da değilim. | Open Subtitles | توقفت من علاقات الليلة الواحدة, وليس من عدم وجود عروض. |
| Büyük insanlardan, büyük teklifler. Şimdi onlara ne diyeceğim? | Open Subtitles | عروض ضخمة من أناس مُهمّين والآن، ما المفترض بي أن أخبرهم؟ |
| Diğer radyolardan bana sürekli teklifler yağıyor. Sana dünyaları teklif ediyorlar. | Open Subtitles | تصلني عروض يومية من محطات أخرى سيأتون بالقمر من أجلك |
| Bak ahbap, kimi gerçek stüdyolardan kimi gerçek teklifler alıyorum. | Open Subtitles | أصغِ يا عزيزي تلقيت الكثير من العروض من أستوديوهات حقيقية |
| Daha bitmeden bile, 5 milyon ila 7 milyon arası teklifler vardı. | Open Subtitles | وصلت العروض عليها مابين 5 و7 ملايين دولار حتى قبل أن تكتمل |
| Sana bir şey sorayım, ne tür teklifler olduğunu biliyor musun | Open Subtitles | اسمح لي أن أسألك شيئا، هل تعرف أي نوع من العروض |
| Yeniden yapma ile ilgili teklifler istemiyorum. Bu yeri ortadan kaldırmak kaça mal olur onu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد عروضاً تطويرية، أريد موازنة تقديرية لتكلفة هدم هذا المكان. |
| Yıllar önce teklifler çığ gibiyken bırakmam gerekirdi ama burada çok rahattım ve... | Open Subtitles | ربما كان عليّ أن أغادر منذ سنوات عندما كانت العروض تنكب عليّ لكن المكان مريح جداً هنا لقد رفضت عروض عمل رائعة |
| Üst üste 1 nakavttan sonra, Frankie iyi teklifler almaya başladı. | Open Subtitles | بعد 12 مباراه رابحه حصل فرانكي على عروض جيده |
| Evet, emlakçı bayanın dediğine göre şu an ki piyasada müzayede usulu teklifler alabilirmişim. | Open Subtitles | لقد كنت محقاً أجل، لقد قالت سيدة العقار بأن هذه الملكية تضمن منافسات السوق يمكنني أن أتوقع عروض منافسة |
| Daha sağlam teklifler bulacağım. | Open Subtitles | لديّ عروض قوية. يمكنني أن أحصل لكم على الافضل. |
| Ölüm cezasına karşı olanlardan posta kartı bayan hayranlarından da teklifler var. | Open Subtitles | بطاقات بريدية من أشخاص ضد العقوبات الشعبية و عروض من معجباتك |
| Kendi morgumu kurmam için teklifler alıyorum. | Open Subtitles | انا احصل على عروض دائما لفتح مشرحتي الخاصة |
| - Buradan gitmeye hazırım. - Şimdiden düşük teklifler mi aldın? | Open Subtitles | ـ أنا على إستعداد للخروج من ذلك المكان اللعين ـ هل قاموا بتقديم عروض سيئة لك ؟ |
| Size ne kadar cazip teklifler yapıldığını da biliyorum. | Open Subtitles | انا أعلم العروض التى عرضت عليك وكم كانوا مزعجين |
| Wall Street'ten ne tür teklifler aldığınızı bilmiyorum... | Open Subtitles | أنا لا أعرف أي نوع من العروض لديك من وول ستريت |
| Başka teklifler aldığını biliyorum 123 müvekkilimiz, en varlıklı 500 şirket arasında! | Open Subtitles | وأنا أعلم أن أمامك الكثير من العروض هل تعلم على سبيل المثال أن لدينا 127 عميلا ثروتهم تمثل 500 شركة؟ |
| Diğer teklifler bunu göstermemişti. | Open Subtitles | كما تعلمون، فإن العروض الأخرى لا أشير إلى ذلك. أوه، ينبغي أن يكون، رجل. |
| teklifler alıyorsun, ikramiyelere bakıyorsun. Seni kazanmak istiyorlar. | Open Subtitles | أنتِ تتلمسين العروض ، وتنظرين إلى العلاوات و هذا تسمحين لهم بالتودد إليكِ |
| - Meyhaneler ve otel yapmak için teklifler verdiğini duydum. | Open Subtitles | إن يـقدم عروضاً , يتحدثُ عـن وضع -صـالونات , فـندق |
| Birkaç müzayedede tabakalar için çok yüksek teklifler verdi. | Open Subtitles | لقد راهن بشدة على اللوحات في عدة مزايدات |