| Baba, bana aldığın yeni teleskopu kullanıyordum ve bir kuyrukluyıldız keşfettim. | Open Subtitles | ابي .لقد كنت استخدم التلسكوب الذي اهديتني اياه واكتشفت مذنبا جديدا |
| - Pek sayılmaz, sadece üç hafta. Söylesene, büyükbabanın teleskopu hâlâ duruyor mu? | Open Subtitles | ليس فعلا، فقط ثلاث أسابيع أخبريني، هل ما زال جدكِ يملك ذلك التلسكوب ؟ |
| Tokyo şehrinin siluetinin görüldüğu bu resimde en yeni gezegen avcısı uzay teleskopu Kepler Mission'dan elde ettiğimiz bazı veriler gizli. | TED | في هذه الصورة لأفق طوكيو، قد أخفيت بيانات من أحدث تلسكوب فضائي للتفتيش عن الكواكب قريب منا، بعثة كيبلر. |
| Bir adet tetkik teleskopu da birkaç gecede bir gökyüzünü tarayacak. | TED | سيكون هناك منظار للاستطلاع الذي سيقوم بفحص السماء كل عدة ليالي |
| Hubble Uzay teleskopu bu çarpıcı görüntüyü elde etti. | Open Subtitles | التقط مقراب الفضاء هابل" هذه الصورة المدهشة" |
| Ya da lensini kontrol bile etmeden, 6 milyar Dolarlık bir teleskopu nasıl fırlattıklarını. | Open Subtitles | أو تسأل كم يمكنهم اطلاق تليسكوب ب6 بليون دولار. بدون إختبار مرآته. |
| Büyük gösteri için teleskopu hazırlıyor olmalılar. | Open Subtitles | يجب ان يكونوا منشغلين بتحضير المنظار للعرض الكبير |
| Edildi zaten ama NASA benim teleskopu uzay istasyonunda çok istiyormuş o yüzden erken fırlatma yapılacak. | Open Subtitles | لكن ناسا تريد منظاري حقاً في محطة الفضاء ، لذا سيضعوني في إطلاق مبكر |
| teleskopu kullanarak, sinyallerin kaynağını resimledi. | Open Subtitles | باستخدام التلسكوب ، إلتقطت صوراً لمصدر الإشارة |
| teleskopu uydunun koordinatlarına yönlendirmek için... verilmiş bir dilekçe daha. | Open Subtitles | لديّ طلب آخر هنا ، إعادة توجيه التلسكوب لإحداثيّات القمر الصناعي |
| Arada bir salaklaşabiliyor ama Bu teleskopu kendisi kurdu. | Open Subtitles | أعني، يمكن أن يكون أحمقاً في بعض الأحيان، ولكنّه بنى هذا التلسكوب |
| Yıllar sonra... bir kez daha gördüğüm, Santiago, Şili'deki... eski Alman teleskopu, hâlâ çalışıyor. | Open Subtitles | ...التلسكوب الألماني القديم ذاك الذي رأيته من جديد بعد مضي الكثير من السنين مازال يعمل |
| Hubble teleskopu, Mars Observer ve şu andaki görevle ilgili her şeyi istiyorum. | Open Subtitles | أريد كل شيء عن تلسكوب هوبل, مكتشف المريخ و مكوك المهمة الحالية |
| Bu da bahar 2004'de Hubble Uzay teleskopu ile çekilen ender bir resim. | Open Subtitles | 'التي التُقطت بواسطة تلسكوب الفضاء'هابل في ربيع عام 2004 |
| Gizemli bir olay dışında... 16 Ağustos 1977, Ohio'daki bir radyo dalgası teleskopu bir sinyal aldı ve şöhret oldu. | Open Subtitles | . حسنا .. باستثناء حادثة واحده غامضة في السادس عشر من أغسطس 1977 تلسكوب لاسلكى في "أوهايو" التقط إشارة |
| Araştırmamız, zaman teleskopu ile geriye doğru bakmak gibidir. | Open Subtitles | لذا، بالكشف عن الآثار، أننا ننظر للماضي منظار الزمن. |
| Büyük Ada'da bulutlardan daha yüksekte, dünyanın en büyük teleskopu bulunur. | Open Subtitles | بعيداً فوق غيوم الجزيرة الكبيرة... يقبع أكبر منظار في العالم. |
| Niles'ın teleskopu olduğunda, senin de teleskopun olmalıydı. | Open Subtitles | النيل كَانَ عِنْدَها a منظار، أنت كَانَ يجبُ أَنْ تَأخُذَ a منظار. |
| İşte burada, NASA'nın Kepler Uzay teleskopu devreye giriyor. | Open Subtitles | هذا حيثما يأتي مقراب "ناسا" الفضائي "كيبلر" |
| Arecibo teleskopu Apophis'in belirsizliğini %98 azaltmayı başardı. | Open Subtitles | "مقراب "أريسيبو كان قادرًا على تقليل عدم التأكد لنحو 98 بالمئة |
| 2007'de Spitzer Uzay teleskopu bu görüntüyü elde etti. | Open Subtitles | في 2007، مقراب "سبيتزر" الفضائي التقط هذه الصورة |
| Hawai'deki Keck teleskopu bunu tüm Dünya'ya gösterdi. | Open Subtitles | وهو ماجعلنا نستخدم واحداً من أقوي التليسكوبات فى العالم انه تليسكوب كيك فى هاواى |
| En azından, Hubble teleskopu'nun, bütün kara deliklerdeki küçük adamların el feneriyle devre anahtarlarını aradığını keşfetmesi kadar şansın var. | Open Subtitles | هي نفسها فرص المنظار هابل في إكتشاف طفل وسط حفرة سوداء معه مصباح كاشف و يقوم بالبحث عن قاطع لدائرة كهربية |
| NASA benim teleskopu uzay istasyonunda çok istiyormuş o yüzden erken fırlatma yapılacak. | Open Subtitles | ناسا تريد منظاري في محطة الفضاء حقاً لذا سيضعوني على إطلاق مبكر ، |