| telsizin yanında değildi ve bizim çabuk hareket etmemiz gerekti. | Open Subtitles | أنت أغلقت اللاسلكي . و كان لابد أن نتصرف بسرعة |
| Pilot öğle yemeğini ön camdan tedarik etti, ben telsizin üzerine kustum! | Open Subtitles | و تقيأ الطيار غدائه كله على الزجاج الأمامي و أنا تقيأت على اللاسلكي |
| Aslında, telsizin hiç bozulmamıştı. Her an bir ambulans çağırabilirdin. | Open Subtitles | إذن لم يكن جهاز اللاسلكي معطلاً ، كان بإمكانك أن تطلب سيارة الإسعاف في أي وقت |
| İşe yaramazsa, telsizin başına gidip onları burada olanlarla ilgili uyarırız. | Open Subtitles | و لو لا ، يمكننا أن نستعمل الراديو لنحذرهم بالخارج هناك |
| Geri dönüp teçhizatı al. telsizin çalışıp çalışmadığına bakmak istiyorum. | Open Subtitles | لتعد لجمع المعدات فانا اريد ان اعرف اذا كان الراديو يعمل |
| Teknede moralin bozulmayacak bir. telsizin bozulmayacak iki. | Open Subtitles | القاعدة الأولى لا تنزل أبداً عن سطح القارب، القاعدة الثانية لا تغلق الاسلكي أبداً |
| Başım belada. telsizin hâlâ sende olduğunu söyle lütfen bana. | Open Subtitles | أنا في ورطة، أرجوك قل لي أنّك مازلت تملك المذياع |
| telsizin üzerindeki kırmızı ışık yanmazsa çalışmıyor demektir. | Open Subtitles | لا يوجد ضوء أحمر صغير على اللاسلكي هذا يعني إنه لا يعمل |
| Onlar gelene kadar biri telsizin yanında kalmadı. | Open Subtitles | على أحدنا البقاء قرب اللاسلكي حتى وصولهم |
| Tamam Ray i bul sen..çabuk olsun telsizin açık kalsın, doktoru çağır | Open Subtitles | حسنا, اذهب واحضر الفريق الطبي -اجعل اللاسلكي خاصتك مفتوح واتصل بالطبيب, اذهب |
| Kalkma yataktan. telsizin üstüne kusmanı istemiyorum. | Open Subtitles | إلزم فراشك فقط ، لا أريدك أن تتقيّأ على اللاسلكي |
| telsizin menzilinden çıkıyor ve bizden önce okula varacak. | Open Subtitles | إنه يبتعد عن مدى اللاسلكي وسوف يصل قبلنا |
| Tam olarak o amatör telsizin çalıştığı frekans aralığı bu. | Open Subtitles | حسنا ، هذا هو النطاق الدقيق الذي يشتغل عليه اللاسلكي العادي |
| telsizin çalışmadığını anlamaları daha uzun sürer sandım. | Open Subtitles | إعتقدت أن هذا سيأخذ منهم مدة أطول ليكتشفوا أن الراديو معطل هيا يا أبى تحرك |
| Delirmiş. Neyse, telsizin bir önemi yok. | Open Subtitles | إنسى أمره إنه مجنون على أية حال، الراديو لا يهم |
| Telsiz/Komuta: Bay Zimmer, telsizin onarımı ne durumda? | Open Subtitles | من التحكم للراديو , سيد زيمر ما وضع عملية إصلاح الراديو ؟ |
| telsizin çalışmadığını. Kıçlarımızın çalışmadığını söyle. | Open Subtitles | اخبرها ان السائق مات اخبرها ان الراديو لا يعمل |
| İşte telsizin ve gömleğini değiştirmeyi unutma,tamam mı? | Open Subtitles | هذا سيكون الاسلكي الخاص بك لا تنسى تغيير التردد ، حسنا؟ |
| Telsizi bulmamız gerek ve tabi telsizin çalışması da. | Open Subtitles | حسنا .. أستطيع أنا أجد المذياع ربما لا يزال يعمل |
| Karavandaki telsizin çalışma ihtimali olduğuna inanmam için bir neden var mı? | Open Subtitles | إيدى , هل هناك سبب يجعلنى أظن بأن جهاز الإرسال الموجود فى العربة قد يعمل ؟ |
| Haydi ama! telsizin yok mu yani? | Open Subtitles | ألا تملك جهاز لاسلكى حقاً ؟ |
| telsizin sesi tornavidaninki gibi oldugunda dogru yöndesin demektir. | Open Subtitles | عندما يصدر جهاز التخاطب صوتاً كصوت مفكي فهذا يعني أنكِ تواجهين الطريق الصحيح، اتبعي الصوت |