| Güzel bir ikindiydi, Temiz havada olmak ferahlatıcıydı. | Open Subtitles | كانت فترة بعد الظهر مبهجة وكان التنزه في الهواء الطلق مريحاً |
| Bir yarış pistinde, Temiz havada rahtlamak için daha çok zaman. | Open Subtitles | وقت أكثر للاسترخاء في الهواء الطلق في مضمار السباق. |
| Temiz havada dostunuzla yan yana yürümenin ve sopa fırlatmanın keyfi. | Open Subtitles | فهناك متعة التنزه مع صديقك فى الهواء الطلق واللعب سويا |
| Daha sonra Temiz havada kahvaltı yapmak için bahçede olun. | Open Subtitles | و النزول للحديقة من أجل هواء منعش قبل تناول الفطور. |
| En azından Temiz havada öleceğim. | Open Subtitles | على الاقل سوف أموت في هواء منعش |
| Sana Temiz havada derin bir nefes lazım. Gelin. | Open Subtitles | نفس عميق من الهواء المنعش و هذا فقط ما تحتاجين إليه |
| Sanırım daha iyi olacak... etli yani Temiz havada olursak... | Open Subtitles | هنا أفضل بكثير. فى الهواء المنعش. |
| Bu güzel öğleden sonrayı Temiz havada geçirip biraz egzersiz yapacağız, tamam mı? | Open Subtitles | ... سنقضي هذا المساء الجميل في الخارج في الهواء الطلق ونعمل بعض التمارين |
| Çocuğumu Temiz havada büyütmek istiyorum. | Open Subtitles | لأنّني أريد تنشئة طفلتي في الهواء الطلق. |
| - Temiz havada tek başına yaşayamazsın. | Open Subtitles | -لا يمكنكِ أن تعيشي على الهواء الطلق. |
| Temiz havada dolaşmak gibisi yok. | Open Subtitles | من الرائع العودة للمشي في الهواء المنعش |